20 Temmuz 2012

Roger Federer Röportajı-1



 Roger, Pete Sampras'ın en uzun süre 1 numarada kalma rekorunu da kırdın. Bu nasıl bir duygu?

 Bu, tabii ki çok özel bir duygu. Bu yüzden çok sevinçliyim. 1 numara olmak her zaman öncelikli hedefim olmuştur. Bu rekor, herhangi bir şeyi çok istediğiniz zaman çok sıkı çalışabileceğinizi ve hiçbir şeyin sizi durduramayacağını kanıtlıyor. Pete Sampras'ın bu muhteşem rekorunu kırmak inanılmaz. Hayranlarımdan birçok tebrik mesajı aldım ve bu da son derece önemli. Hepsine çok teşekkür etmek istiyorum çünkü onlar sayesinde kendimi aştım ve bugünkü kadar iyi oynuyorum. Son beş yıl içerisinde hayranlarımın sayıca artıyor olması da benim için önemliydi.

 Popülerliğiniz sürekli zirvede ve tırmanmaya da devam ediyor. Özel hayatınızı korumayı nasıl başarıyorsunuz?

 Ailenizle birlikteyken bazı insanların sizi gözetlemesi her zaman hoş bir şey değil. Benim için turnuvalar, antrenmanlar ve dinlenme dönemleri arasında büyük farklılıklar var. Zaman zaman kafanızı dağıtmak ve geriye çekilmek bu işte esastır. Hayranlarımın da bunu anladığını düşünüyorum. Popülerliğime rağmen özel hayatımı korumamın sırrı da burada. Bir hafta ara benim için çok iyi oldu. Açıkçası beş hafta olsaydı belki daha iyi olurdu ama Olimpiyat Oyunları ile başlayacak olan süreç için kendimi hazırlamam gerekiyor. Büyük zaferler elde ettiğimde bunu ailemle paylaşmayı isteyen birisiyim. Onları uzakta tutup kameraların karşısına yalnız da çıkabilirdim ama bu yönde bir düşüncem hiçbir zaman olmadı.

 Wimbledon'a çok iyi bir başlangıç yaptınız. İlk haftanın sonunda ise özellikle sırtınızdaki sakatlıktan ötürü bir form düşüklüğü yaşadınız. Turnuvayı kazanabileceğinizi ne zaman düşünmeye başladınız?

 Dürüst olmak gerekirse Julien Benneteau'ya karşı oynadığım maçta o anın bu an olabileceğini düşündüm. Çok yoğun, zorlu ve beş set süren bir mücadeleydi. Ağrıyla baş etmeyi başardım. Maçın bana sırtımdaki acıyı unutturacağını biliyordum. Xavier Malisse maçında da çok kötüydüm ve kendisinden özür dilemek istiyorum. Zira karşısında şikayet eden biriyle oynaması onun için kolay olmamıştır diye düşünüyorum. Fakat kendimi orada durduramazdım çünkü Wimbledon çok prestijli bir turnuva. Maçlar ilerledikçe kendimi daha iyi hissetmeye başladım ve hem yarı final hem de finalde en iyi tenisimi oynamayı başardım. Zor anlarda özellikle servisime konsantre olmaya çalıştım.

Hiç yorum yok: