26 Ocak 2014

Nadal Hatayı Kendisinde Aramalı


 Stanislas Wawrinka ile Rafael Nadal arasındaki Avustralya Açık finaline korttaki oyundan çok Nadal'ın nükseden sakatlığı damgasını vurdu. Rakibinin içinde bulunduğu durum doğal olarak Wawrinka'yı da etkileyince son iki sette kör dövüşü seyrettik. Nadal'ın hem sağlık molası hem de kupa seremonisinde seyirci tarafından yuhalanmasıysa kendisinin sakatlıklarına dair tartışmaları yeniden alevlendirdi.

 Yaşananlarla ilgili yapılan yorumların ekseriyeti, Rafa'nın çok centilmen bir tenisçi olduğu ve dolayısıyla seyircilerin kendisine haksızlık ettiği yönünde. Fakat buradaki esas meselenin centilmenlik değil, sportmenlik olduğunu hatırlatmak lazım. Söz gelimi İspanyol raketin kariyeri boyunca aldığı yenilgilerin önemli bir bölümünün geçirdiği birtakım sakatlıklara bağlanması spor ahlakıyla bağdaşmayan bir durum. Bunun da altında Nadal'ın sakatlıklarını sürekli medyatize etmesi yatıyor. Öte yandan kendisinin sağlık molalarıyla ilgili sicili de pek temiz sayılmaz.

 Hatırlatmak gerekirse Nadal, 2010 Wimbledon'da Philipp Petzschner'e karşı elenmenin kıyısından döndüğü üçüncü tur maçında aldığı bir tıbbi mola esnasında antrenörü ve aynı zamanda amcası olan Toni'nin kendisine taktik vermesi nedeniyle para cezasına çarptırılmıştı. Üstelik suçlamalar karşısında önce esip gürlemiş, yaptırıma uğradıktan sonra da "Kurallar kurallardır." demekle yetinmişti.

 Demem o ki dünya 1 numarası, eğer bugün kortu dolduran seyircilere gönül koyduysa hatayı kendisinde aramalı.

25 Ocak 2014

Li Na'nın Geciken Düğünü


 Avustralya Açık 2014'ün bugünkü tek kadınlar finalinde gönlüm Li Na'dan yanaydı. Mülayim karakterinden ötürü çok sevdiğim Çinli tenisçinin iki kez finalde kaybettiği bu turnuvayı artık kazanmasını istiyordum. Ne mutlu ki öyle de oldu.

 Üç yıl evvel Melbourne'de tenis tarihinin ilk Asyalı Grand Slam finalisti olmayı başaran Li Na, tıpkı o sene kupayı kaptırdığı Kim Clijsters gibi çok iyi bir "shotmaker". Kısa boyu ve ayaklarının çabukluğuyla her vuruş öncesi çok iyi pozisyon alan Çinli raket, bu sayede raketinden son derece temiz winner'lar çıkarıyor.

 Li Na tarzındaki oyunculara yeterince etkili ve derin toplar gönderemezsiniz kaderinizi rakibin ellerine teslim edersiniz. İşte Dominika Cibulkova'nın bugünkü mağlubiyetinin esas gerekçesi de bu. Rallilerde edilgen kalan Domi'yi ilk sette ayakta tutan, Li Na'nin basit hatalarından başka bir şey değildi. Çinlinin basit hataları ürettiği doğrudan puanları dengeleyince açılış setinin galibini tie-break belirledi. Tie-break'i kaybetmesiyle Domi'nin oyundan düşmesi de bir oldu. Slovak güzel, vuruş ritmini yakalayan ve basit hata sayısını beşe çeken rakibi karşısında ikinci sette hiçbir varlık gösteremedi ve ikinci servise düştüğü puanların tamamını kaybetti.

 Sonuç olarak 7-6(3) ve 6-0'lık setler, Avustralya Açık'ın şampiyonlar listesine bu kupayı en çok hak eden isimlerden birini daha ekledi.

24 Ocak 2014

Federer Nadal'ı Niçin Yenemiyor?

  
 Daha önce pek çokları tarafından dillendirildiği gibi Rafael Nadal, ezeli rakibi Roger Federer'e fazlasıyla ters gelen bir oyuncu profili. Yabancıların "mismatch" olarak isimlendirdiği bu durum, ikili arasında oynanan maçlarda İspanyol'un ezici bir üstünlüğe sahip olmasının temel nedeni olarak göze çarpıyor. Şimdi bu gerçekliği detaylarıyla anlatmaya çalışacağım.

 Rafa, her şeyden evvel forehand kanadında olağanüstü bir topspine sahip. Bilhassa toprak kortta yerden sektikten sonra oldukça yükseğe sıçrayan olan bu forehand'ler Federer'in tek elli backhand'inde büyük bir tahribata yol açıyor. Backhand'ine gelen yüksek topları genellikle kesme vuruşlarla karşılayan Federer, böylece puanın hakimiyetini de rakibine teslim etmiş oluyor. Bu noktada İsviçrelinin bu yıla kadar turdaki kafa boyu en düşük ve dolayısıyla kontrolü en zor raketlerden biriyle oynadığını da hatırlatmak lazım.

 Nadal'a Federer ile olan düellolarında avantaj sağlayan bir başka faktörse aşılmaz savunması. Hızlı ayakları ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisiyle her topa giden İspanyol tenisçi, sürekli ekstra vuruşlara zorladığı rakibini kortun hemen her noktasından ürettiği passing-shot'lar ile zihinsel anlamda çökertiyor. Hele ki bir de skor dezavantajı varsa Federer'in öz güveni tamamen yok oluyor ve saç baş yolduran basit hatalar birbiri ardına gelmeye başlıyor.

 Peki Federer tarihin en iyi tenisçisi olduğu hâlde neden Nadal'a karşı çözüm üretemiyor? Çünkü kendisinin bu saatten sonra oyun tarzını değiştirmesine ve çift el backhand kullanmasına imkan yok. Kaldı ki sözünü ettiğimiz isim, sadece başarılarıyla değil, oynadığı tenisin güzelliğiyle de şu anki mertebesine ulaştı.

  Gelelim bugünkü maça.

 Teniste bir karşılaşmayla ilgili tahmin yürütürken dikkate alınacak en önemli kıstas oyuncuların form durumudur. Eğer iki tenisçi arasında ciddi bir form farkı varsa teknik-taktik detaylar ikinci planda kalır. İşte bu nedenle Federer'in kazanma şansı maç öncesinde bir hayli yüksek görünüyordu. Çünkü Nadal, elindeki problemden mütevellit son iki turda hiç iyi sinyaller vermemişti.

 Ne var ki bugün izlediğimiz Rafa, Kei Nishikori ve Grigor Dimitrov maçlarındakiyle uzaktan yakından alakası olmayan bir performansla karşımızdaydı. Başa baş giden ilk setin tie-break ile onun hanesine yazılması mücadelenin dönüm noktasıydı. Bu noktadan itibaren Federer teslim bayrağını çekti ve kaderine razı oldu.