Kadınlar
tenisinin zirvesindeki isim olan Serena Williams için 2013, göz
kamaştırıcı kariyerindeki özel yıllardan birine sahne oluyor. Bir hafta
arayla önce Madrid Açık'ta Maria Sharapova'yı, ardından da Roma Açık'ta
Victoria Azarenka'yı kelimenin tam anlamıyla tarumar eden 15 Grand Slam
şampiyonu, bu performansıyla sezonun ikinci Grand Slam'i olan Roland Garros'un en büyük favorisi olarak görünüyor. Sıralamada kendisinden
hemen sonra gelen rakiplerine karşı kurduğu ezici üstünlük, Birleşik
Amerikalı raket ile turun diğer oyuncuları arasındaki sıklet farkını da apaçık gözler önüne seriyor.
Halihazırda Serena'nın antrenörlüğünü yapmakta olan Patrick Mouratoglou, geçtiğimiz günlerde Eurosport'un Fransa edisyonu için kendi öğrencisini analiz ettiği bir yazı kaleme aldı. Fransız çalıştırıcının "Serena n'est pas infaillible" (Serena kusursuz değil) başlıklı makalesindeki şu tespiti çok çarpıcı: "Serena turnuva ayırt etmeksizin oynuyor. Geçmiş yıllarda durum böyle değildi."
Sezon başından bu yana kadarki süreci incelediğimizde de Mouratoglou'nun ne kadar isabetli bir yorum yaptığını görebiliyoruz. Bu yıl sırasıyla Brisbane, Miami, Charleston, Madrid ve Roma'da mutlu sona ulaşan Williams, oynadığı son 24 maçta yenilgi yüzü görmezken hatırı sayılır bir süredir de 1 numaralı koltuğun sahibi. Bu da bir zamanlar Grand Slam'ler haricinde nadiren turnuva oynayan Serena açısından çok ciddi bir değişime tekabül ediyor.
Birleşik Amerikalının WTA Turu'ndaki dominasyonu, tenise salt rekabet üzerinden yaklaşanları memnun etmeyebilir. Fakat bu noktada Masha ve Vika'yı suçlamanın anlamı yok. Zira vuruş gücüne dayalı, agresif bir stile sahip olan bu iki oyuncu, üstün fiziksel gücü sayesinde aynı tenisi kendilerinden birkaç gömlek daha iyi oynayan bir isimle rekabet ediyor.
Teniste rakibinizi yenmenin yolu, ona oyunun bir ve yahut daha çok departmanında üstünlük sağlamaktan geçer. Başka bir deyişle oyunun hiçbir yönünde karşınızdaki oyuncudan iyi değilseniz kaderinize razı olmak zorundasınız. İşte diğer tenisçilerin Serena karşısında düştüğü durum da tam olarak bu.
Her ne kadar Serena kendi tarzının bir numaralı ismi olsa da Mouratoglou'nun da dediği gibi kusursuz bir raket değil. Teknik beceri gerektiren vuruşlarda görece zayıf bir görüntü çizen Birleşik Amerikalıyı alt edebilmenin en kolay yolu, vuruş gücünden ziyade çeşitliliğine dayalı, taktiksel bir oyundan geçiyor. Ancak Martina Hingis ve Justine Henin'den sonra bu şekilde oynayan tek bir üst düzey raket dahi çıkmadı. Hâl böyleyken Serena'nın kesesini doldurmaya son sürat devam etmesi pek işten değil.
Halihazırda Serena'nın antrenörlüğünü yapmakta olan Patrick Mouratoglou, geçtiğimiz günlerde Eurosport'un Fransa edisyonu için kendi öğrencisini analiz ettiği bir yazı kaleme aldı. Fransız çalıştırıcının "Serena n'est pas infaillible" (Serena kusursuz değil) başlıklı makalesindeki şu tespiti çok çarpıcı: "Serena turnuva ayırt etmeksizin oynuyor. Geçmiş yıllarda durum böyle değildi."
Sezon başından bu yana kadarki süreci incelediğimizde de Mouratoglou'nun ne kadar isabetli bir yorum yaptığını görebiliyoruz. Bu yıl sırasıyla Brisbane, Miami, Charleston, Madrid ve Roma'da mutlu sona ulaşan Williams, oynadığı son 24 maçta yenilgi yüzü görmezken hatırı sayılır bir süredir de 1 numaralı koltuğun sahibi. Bu da bir zamanlar Grand Slam'ler haricinde nadiren turnuva oynayan Serena açısından çok ciddi bir değişime tekabül ediyor.
Birleşik Amerikalının WTA Turu'ndaki dominasyonu, tenise salt rekabet üzerinden yaklaşanları memnun etmeyebilir. Fakat bu noktada Masha ve Vika'yı suçlamanın anlamı yok. Zira vuruş gücüne dayalı, agresif bir stile sahip olan bu iki oyuncu, üstün fiziksel gücü sayesinde aynı tenisi kendilerinden birkaç gömlek daha iyi oynayan bir isimle rekabet ediyor.
Teniste rakibinizi yenmenin yolu, ona oyunun bir ve yahut daha çok departmanında üstünlük sağlamaktan geçer. Başka bir deyişle oyunun hiçbir yönünde karşınızdaki oyuncudan iyi değilseniz kaderinize razı olmak zorundasınız. İşte diğer tenisçilerin Serena karşısında düştüğü durum da tam olarak bu.
Her ne kadar Serena kendi tarzının bir numaralı ismi olsa da Mouratoglou'nun da dediği gibi kusursuz bir raket değil. Teknik beceri gerektiren vuruşlarda görece zayıf bir görüntü çizen Birleşik Amerikalıyı alt edebilmenin en kolay yolu, vuruş gücünden ziyade çeşitliliğine dayalı, taktiksel bir oyundan geçiyor. Ancak Martina Hingis ve Justine Henin'den sonra bu şekilde oynayan tek bir üst düzey raket dahi çıkmadı. Hâl böyleyken Serena'nın kesesini doldurmaya son sürat devam etmesi pek işten değil.