Bugün bana tenis dünyasının en itici figürleri
kimdir diye sorsanız sayacağım isimler arasında Novak Djokovic'in babası
Srdjan ve antrenörü Boris Becker kesinlikle yer alacaktır.
Bu konuda yalnız olmadığıma da eminim. Zira bu ikilinin bugüne kadar
yaptığı bir yığın fütursuzca açıklama, taraflı tarafsız herkesin
kendilerine ve dolaylı olarak da Djokovic'e antipatiyle bakmasına
sebebiyet veriyor.
Srdjan, son olarak oğlunun
Tanrı tarafından tenis oynaması için gönderildiğini söylemiş. Tabii ki
her çocuk, onu yetiştiren anne ve babasının gözünde çok değerlidir fakat
medya önünde böylesine gülünç bir demeç vermenin mantıklı bir
açıklaması olabilir mi? İş sadece bununla kalsa gene iyi. Hem Srdjan
hem de Becker neredeyse her demeçlerinde Roger Federer ve Rafael Nadal hakkında atıp tutmayı da ihmal etmiyor.
Djokovic, şu an erkekler tenisinin 1 numaralı ismi ve hak ettiği övgüleri de sonuna kadar alıyor. Kendisinin ne kadar büyük bir tenisçi olduğundan aklı başında hiç kimsenin şüphe duyduğunu zannetmiyorum. Öyleyse babası ve antrenörünün kullandığı bu polemik üslubunun sebebi nedir? Federer ve Nadal hakkında sürekli "CeHaPe zihniyeti" kabilinden söylemlerde bulunmak bu insanlara tenis dünyasının gözünde itici görünmekten başka ne kazandırıyor?
Ekibindeki kişilerin yaptıkları densizlikler yüzünden Djokovic'i suçlayacak değiliz elbette. Sonuçta Sırp tenisçinin kendisinden yaşça büyük iki insanın ağzına kilit vuracak hâli yok. Kaldı ki bu açıklamaların en çok onu rahatsız ettiğine de bahse girerim. Nitekim daha evvel yine babasının sarf ettiği bazı sözler yüzünden özür dilemek zorunda kalmıştı.
Ekibindeki kişilerin yaptıkları densizlikler yüzünden Djokovic'i suçlayacak değiliz elbette. Sonuçta Sırp tenisçinin kendisinden yaşça büyük iki insanın ağzına kilit vuracak hâli yok. Kaldı ki bu açıklamaların en çok onu rahatsız ettiğine de bahse girerim. Nitekim daha evvel yine babasının sarf ettiği bazı sözler yüzünden özür dilemek zorunda kalmıştı.
Dünya 1 numarasının yakın çevresi böyleyken daha düşük profilli tenisçilerin etrafındakileri varın, siz hayal edin. Çocuğunuz eğer başarılıysa zaten hak ettiği değeri görecektir. Bunun için ailenin ya da antrenörün ekstra bir çaba sarf etmesine gerek yoktur. Aksi hâlde lafla peynir gemisi zaten yürümüyor.