Yeşilçam sinemasının en sevilen yapımlarından biri olan Süt Kardeşler'de daha sonradan unutulmazlar arasına giren bir sahne vardır. Şener Şen'in canlandırdığı Kumandan Hüsamettin'in filmde damadı Bayram'a karşı kullandığı "Seni hiç sevmiyorum. Babanı da sevmezdim zaten." şeklindeki sözler, uzun yıllar dillerden düşmeyen bir repliğe dönüşmüştür. Ne babası ne de kendisi sevilen Bayram karakterinin günümüz tenisindeki karşılığı ise hiç kuşkusuz Novak Djokovic'ten başkası değil.
Öteden beri tenis seyircisi nezdinde antipatik bulunan ve bu nedenle de Roger Federer ve Rafael Nadal'a gösterilen desteği hiçbir zaman alamayan Djokovic, şimdi de kendisinden nefret edenlerin eline büyük bir koz daha verdi. Pandemi süreci devam ederken bizzat organize ettiği Adria Tur adındaki beş ayaklı organizasyon, hem kendisi hem de beraberindeki üç tenisçinin (Grigor Dimitrov, Borna Coric ve Viktor Troicki) koronavirüse yakalanmasıyla sonuçlandı.
Öteden beri tenis seyircisi nezdinde antipatik bulunan ve bu nedenle de Roger Federer ve Rafael Nadal'a gösterilen desteği hiçbir zaman alamayan Djokovic, şimdi de kendisinden nefret edenlerin eline büyük bir koz daha verdi. Pandemi süreci devam ederken bizzat organize ettiği Adria Tur adındaki beş ayaklı organizasyon, hem kendisi hem de beraberindeki üç tenisçinin (Grigor Dimitrov, Borna Coric ve Viktor Troicki) koronavirüse yakalanmasıyla sonuçlandı.
Organizasyon, tıklım tıklım dolu tribünleri ve birbirleriyle futbol ve basketbol oynayıp gece kulübünde dans eden katılımcılarıyla sosyal mesafe kuralını hiçe saydı ve virüsün bulaşmasına davetiye çıkardı. Organizatör sıfatıyla inanılmaz bir sorumsuzluk örneği sergileyen Djokovic de başına büyük bir ihale aldı.
Virüsün dünya geneline yayılmaya başladığı dönemde aşı olmayacağını söyleyen, son olarak da Amerika Açık'ın bulaş riskini azaltmak için almayı planladığı önlemleri aşırı bulduğunu açıklayan Sırp tenisçi, son kertede ölümcül bir salgını kale almamanın bedelini hem kendisi hem de meslektaşlarına ödeterek ciddi bir prestij kaybı yaşadı.
Novak hasta yatağında şimşekleri üzerine çekedururken babası Srdjan ise akıllara ziyan açıklamalarına bir yenisini daha ekledi. Hırvat RTL televizyonuna konuşan baba Djokovic, yaşananlardan Dimitrov'u sorumlu tutarak "Neden böyle bir şey oldu? Çünkü bu adam, turnuvaya test edilmeden, hasta olarak geldi. Neticede Sırbistan, Hırvatistan ve Novak'ın ailesine büyük zarar verdi. Yaptığı doğru değil." ifadelerini kullandı.
Srdjan'ın bu pişkinliği maalesef ilk değil. Utanmazlıkta çığır açan peder, geçtiğimiz hafta da Sport Klub kanalına verdiği röportajda Roger Federer'i kastederek "Bir insan 40 yaşında niye tenis oynar? Çünkü Nadal ve Djokovic'in kendisinden daha iyi olacağını kabul edemiyor. Hadi be adam! Git çocuklarını büyüt, kayak yap." herzelerini yumurtlamıştı.
Tenisi yıllardır takip ediyorum ama elit seviyedeki diğer oyuncuların ebeveynlerinden hiçbirinin böylesine fütursuzca konuştuğunu hatırlamıyorum. Dahası, pek çoğu doğru dürüst röportaj bile vermez. O kadar ki Nadal'ın babasının ismini az evvel Google yordamıyla öğrendim. Aynı şekilde Robert Federer ve Yuri Sharapov da taş çatlasa bir-iki kez konuşmuştur. Öyleyse Srdjan Bey'in bu patavatsızlıklarını neye borçluyuz? Bu adama sus demenin zamanı geldi de geçmedi mi?