8 Kasım 2021

Çağla, Doping ve Şeffaflık

  Doping, bir sporcunun kariyerinde karşılaşabileceği en büyük felaket. Yaşattığı prestij kaybını telafi edebilmek çoğu zaman imkansız. Nitekim testi pozitif çıkan bir sporcu, kamuoyu tarafından anında "hileci" olarak damgalanıyor. Gelgelelim, bu yaftalamanın günümüz şartlarında hiçbir doğruluğu yok. Zira yasaklı maddelerin kapsamı o kadar genişledi ki sporcunun elinde olan veya olmayan bir nedenden ötürü masum bir hata yapma ihtimali oldukça yüksek. Dolayısıyla her vakayı ayrı ele almak gerekiyor. 

 Çağla Büyükakçay özelinde ise kesinlikle kasıtlı bir ihlalin olmadığını düşünüyorum. Zaten lisansının askıya alınmasına sebebiyet veren maddeyi doğrudan temin etmesinin mümkün olmadığı anlaşılıyor. Bu noktada bir hususa daha dikkat çekmekte fayda var. 

 Teniste bir zamanlar "silent ban" diye bir söylenti vardı. Türkçesi sessiz men. Manası ise şu: Doping testi pozitif çıkan oyuncu, cezasını yasaklı madde kullandığı kamuoyuna açıklanmadan, gizlice çekiyor. Kortlardan uzakta kalınan süre için öne sürülen bahane ise sakatlık oluyor. Söz konusu tenisçi de bu sayede yıpranmıyor.

 Silent ban iddialarını alevlendiren olay 2013'te yaşandı. Mayıs ayındaki test sonucunun pozitif çıktığı haberini alan Marin Cilic, Wimbledon ikinci turunda oynayacağı maçtan dizindeki sakatlığı gerekçe göstererek çekildi ve tenise ara verdi. Bir süre sonra Hırvat medyası, oyuncunun kortlardan uzak kalmasının asıl nedenini ortaya çıkarınca eleştiri okları Uluslararası Tenis Federasyonu ITF'ye çevrildi. O dönemki yönetmelik gereği resmi açıklama için yasal sürecin bitmesini bekleyen ITF, daha sonra bu oyuncuya verdiği cezayı duyurdu duyurmasına ama söz konusu haber çıkmasaydı olay halının altına süpürülür müydü sorusu akılları kurcalamaya devam etti. Vaktiyle Fransızlar da Rafael Nadal'ın sakatlık nedeniyle uzun süre kortlardan uzak kaldığı dönemde aslında doping cezası çektiği iddia etmişti.

 ITF, 2016 yılında tüm tartışmalara son vererek doping nedeniyle lisansı geçici olarak askıya alınan tüm oyuncuları resmi sitesinden duyuracağını ilan etti. Bunda da aynı sene testi pozitif çıkan Maria Sharapova'nın büyük bir dürüstlükle olayı ITF'den önce kamuoyuyla paylaşmasının ve sakatlık bahanesinin arkasına saklanmayacağını söylemesinin önemli payı var.

 Demem o ki Çağla'da yasaklı maddeye rastlandığını öğrenmemizi sağlayan şeffaflık anlayışı teniste henüz yeni. Bunun için de pek çok badirenin atlatılması gerekti. Ne diyelim? Darısı günlerdir sus pus olan Türkiye Tenis Federasyonu'nun başına!