AKP iktidarının bilinçli bir şekilde yarattığı vasat egemen düzen, nitelikli insanların ülkeden kaçmasına sebebiyet veriyor bir süredir. Bunun bir tezahürünü de şu an teniste görüyoruz. Üst üste kazandığı dört ITF turnuvasıyla bir anda bütün dikkatleri üzerine çeken milli tenisçi Melisa Ercan, bundan böyle Türkiye yerine Avustralya için yarışacak. Nitekim oyuncunun ITF profili incelendiğinde Türk bayrağının yerini Avustralya bayrağının aldığı fark ediliyor.
17 yaşındaki raketin niçin böyle bir karar aldığını sormaya gerek yok. Elbette kendisine daha iyi imkanlar sunduğu için Avustralya'yı tercih etmiştir. Bu ülkedeki mevcut düzenin kendisini öğüteceğini öngörebilmesi için müneccim olmasına gerekmiyor.
Türkiye'deki mevcut iktidar, spor federasyonlarını birer arpalığa çevirdi. Göbekten bağlı bulundukları AKP'den izin almadan tek bir adım dahi atamayan federasyon başkanları, ellerindeki kaynakları sporcuları desteklemeye değil, rant odaklarına akıtıyor. Örneğin şu anki tenis federasyonu, birkaç yıl evvel kendi sporcusunu katılım hakkı elde ettiği iki Grand Slam'e göndermemişti. Hâl böyle olunca memlekette profesyonel tenisçilik, ancak imkanı olan ailelerin maddi ve manevi fedakarlıklarıyla mümkün olabiliyor. Çünkü bu işler suyla dönmüyor.
Hasbelkader bir yerlere gelebilen oyuncuların karşılaştıkları muamele ise ayrı bir trajedi. Ülkenin spor kültüründen nasiplenmemiş cahil yığınları, dünya klasmanında ilk 100'e giren ve bütün Grand Slam'lerde maç kazanan Marsel İlhan'la Allah'ın her günü sosyal medyada dalga geçiyor. Yani ülke tarihinin en başarılı tenisçisi olmak bile bu topraklarda değer görmeye yetmiyor.
Peki Melisa böylesine toksik bir ortamda kalarak geleceğini niye mahvetsin? Buna verecek makul bir cevabı olmayanlar bir zahmet hamasi nutuklarla kafa ütülemesin.