Teniste saygısızlığın ve terbiyesizliğin elbette yeri olmamalı. Çirkin davranışlar sergileyen oyuncular mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalı. Aksi hâlde Nick Kyrgios gibi canavarlar yaratırsınız. Bununla birlikte cezaların da işlenen suçlarla orantılı bir şekilde verilmesi gerekiyor. Ne var ki geçtiğimiz hafta düzenlenen Citi Açık'ta kantarın topuzunun tamamen kaçtığı bir karara imza atıldı.
Denis Shapovalov, turnuvanın çeyrek finalinde Ben Shelton ile kozlarını paylaşıyordu. İlk seti 7-6(5) kaybeden Kanadalı raket, ikinci setin tie-break'inde 5-3 gerideyken oynanan puanda backhand'ini fileye taktı. Yaptığı hataya sinirlenen 25 yaşındaki tenisçi, önce raketini yere fırlattı, ardından da tribündeki bir seyirciyle diyaloğa girdi. Ağzından f ile başlayan malum küfrün çıktığı anlaşılan Shapovalov, korta çağrılan süpervizör tarafından diskalifiye edildi.
ATP kurallarına göre turnuvadan ihraçla cezalandırılan bir tenisçi, ilgili turnuvadan kazandığı puan ve para ödülünün tamamını kaybediyor. Ancak ATP, Shapovalov'dan gelen itiraz üzerine cezayı hafifletti ve oyuncunun kazandığı ödüllerinin tamamının korunmasına hükmetti. Bununla birlikte Shapovalov'a 36 bin 400 dolarlık bir para cezası kesti.
Shapovalov'un başına gelenler, tenis dünyasından ciddi bir tepki gördü. Konuyla ilgili olarak özellikle Daniil Medvedev'in yaptığı şu yorumlar son derece isabetliydi:
"Bana göre Denis diskalifiye edilmemeliydi. Televizyondan duyduklarımıza bakılırsa uyarıyı, belki de para cezasını hak ederdi ama hepsi bu. Dolayısıyla çıkan karara gerçekten çok şaşırdım. Şu anda ATP'nin yaptığı bazı şeylerin iyi, bazılarının ise pek iyi olmadığını görüyorum. Ancak nereye gittiklerini bilmedikleri izlenimine kapılıyorum. Formula 1 ve futbol gibi olmak istiyorlar. Ancak etraflarında sirk ve gösteri varken oyunculardan robot gibi sakin olmalarını isteyemezsiniz. Oyuncular ve seyirciler için her şeyin daha net olması gerekiyor."
Tenisi gerçekten sevenler, kortların sirke dönüşmesine de oyunculara robot muamelesi yapılmasına da sonuna kadar karşı çıkmalı. Basit bir küfür hadisesinden dolayı bir tenisçiyi turnuvadan ihraç etmek asla adil olmadığı gibi son derece gayriinsani bir uygulama. Üstelik ATP'nin kural kitapçığında sözlü taciz durumunda doğrudan ihracı öngören bir madde de yok. Bu noktada takdir, tamamen süpervizörlere bırakılmış. Onların da bu yetkiyi kullanırken tenisçilerin birer insan olduğu gerçeğini unutmamaları gerekiyor.