Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic... Kariyerlerinde toplam 52 Grand Slam zaferi bulunan bu muhteşem üçlü bir süredir ciddi bir münakaşanın içinde. Federer ve Nadal'ın Djokovic'e karşı saf tuttuğu demeç savaşlarındaki ana mesele ise Kasım 2013'ten bu yana ATP'nin CEO'su olan Chris Kermode'un geçtiğimiz günlerde görevinden azledilmesiyle sonuçlanan süreçte yaşanan birtakım olaylar.
Her şey, Djokovic'in başında olduğu ATP Oyuncular Konseyi'nin geçtiğimiz Ocak ayındaki toplantısında yapılan bir oylamayla başladı. ATP'nin mevcut CEO'sunun görevine devam edip etmemesi noktasında ortak bir tutum sergileyebilmek için gerçekleştirilen oylamada Kermode'un gitmesini isteyenler, 4'e karşı 5'le üstün geldi. Ancak bu gizli oylamanın basına sızmasıyla amansız bir tartışmanın da önü açılmış oldu.
Avustralya Açık öncesinde düzenlenen basın toplantılarında konu Nadal ve Federer'e soruldu. Nadal, gazetecilerin soruları üzerine hiçbir şeyden haberinin olmadığını söyledi ve kendisini bilgilendirmedikleri için de konseye sitem etti. Hatta "Ben, onların ayağına gitmek zorunda değilim. Bilakis Djokovic ve konseydeki diğer oyuncuların bana ulaşması gerekir. Çünkü orada bunun için bulunuyorlar." diyerek de rest çekti. Federer de Nadal ile benzer bir pozisyonda bulunduğunu ve kimsenin kendisine ulaşmadığını ifade etti.
Bu noktada bir parantez açarak tenisin iki büyük efsanesinin böylesine hayati bir konuda hiçbir şekilde bilgilendirilmesinin büyük bir skandal olduğunu belirtmek lazım. Zira ATP Oyuncular Konseyi'nde bulunan tenisçiler, bizzat meslektaşları tarafından seçiliyor ve her birinin temsil etmekle yükümlü olduğu bir oyuncu grubu var. Örneğin konseyde ATP sıralamasının 51-100'lük bölümünü temsilen bulunan Vasek Pospisil, basına sızan belgelerden gördüğümüz kadarıyla sorumlusu olduğu oyunculara konuyla ilgili bir e-mail göndererek görevini yerine getirmiş. Aynı şekilde ATP klasmanının ilk 50'sini temsil eden oyuncuların da Federer ve Nadal'la iletişime geçmesi gerekirdi fakat iki efsane, konudan tamamı ile bihaber bırakıldıklarını söyledi.
Federer ve Nadal'ın tepkileri üzerine açıklama yapan Djokovic ise oylamanın basına sızmasından duyduğu "rahatsızlığı" dile getirerek Kermode hakkındaki nihai kararlarını Indian Wells öncesine ertelediklerini ve o tarihe dek herkesle görüşebileceklerini duyurdu. Aradan geçen zamanda Nadal geri adım atmayıp konseyden kimseye ulaşmadı. Federer ise son anda Djokovic'le konuşmak istediğini ancak Sırp tenisçinin kendisine ayıracak vakti olmadığını belirtti. 7 Mart günü gerçekleştirilen ATP Genel Kurulu'nda ATP Oyuncular Konseyi'ni temsil eden 3 isim de Kermode'un aleyhine oy verince İngiliz CEO'nun sezon sonu koltuğu bırakması kesinleşti.
Şimdi dünya tenis kamuoyu şu sorunun yanıtı arıyor: Erkekler tenisinin gelmiş geçmiş en başarılı iki ismi olan Federer ve Nadal, bu kadar kritik bir mevzuda nasıl adam yerine koyulmaz? Başka bir deyişle Djokovic ve onun başkanlığındaki konsey, görevini mi savsakladı yoksa bu ikilinin arkasından iş çevirerek meseleyi oldubittiye mi getirmeye çalıştı?
2 yorum:
peki bu adam kim? çok mu önemli?
yaptığı işi başkası yapamaz mı?
fedal'ın haklı olduğunu düşünüyorum bunu bir kenara koyalım.
bundan bağımsız soruyorum, bu adam görevde kalsa ne olur kalmasa ne olur? ve hatta fedal'ın bi menfaati var mı ki kızıyorlar?
ATP Turu'nda mücadele eden her oyuncunun birtakım talepleri var. Bunlar kimi zaman para ödülleri, kimi zaman da turnuva takvimiyle ilgili talepler. Kermode yönetimi, Federer ve Nadal'ı tatmin ederken Djokovic'i etmemiş olmalı. Dolayısıyla ortada bir çıkar çatışması mevcut.
Yorum Gönder