31 Mart 2022

Eşit Para Ödülü Bir Devrim Kazanımıdır

 Grand Slam turnuvalarındaki eşit para ödülü uygulaması, istisnasız her yıl cinsiyetçi birileri tarafından tartışmaya açılıyor. Geleneği bu sene sürdüren isimse Stefanos Tsitsipas oldu. Yunan tenisçi, kendileriyle aynı parayı kazanan kadın meslektaşlarının da maçlarını beş set üzerinden oynayabileceğini buyurdu. Eşit para ödülü karşıtları tarafından öne sürülen bu ve bunun gibi daha pek çok teze tek tek yanıt vermek mümkün. Ancak bu mesele, tarihsel arka planına bakılmadan tam olarak anlaşılamaz.

 Teniste 1968 itibarı ile Grand Slam turnuvalarının profesyonel oyunculara kapılarını açmasının ardından ilk büyük çatışma para ödülleri konusunda yaşandı. Billie Jean King'in başını çektiği dokuz oyuncu, beraber yarıştıkları turnuvalarda erkek meslektaşlarının 10'da biri kadar ödül alabildikleri adaletsiz düzene karşı bayrak açarak bugünkü WTA'nın kurulmasına gidecek süreci başlatmış oldu.

 Adına Original 9 denilen devrimci kadın tenisçiler, hemcinslerinin bu spordan hayatını kazanabilecekleri bağımsız bir oluşum yaratmak için yola çıkmışlardı. Kariyerlerini tehlikeye atmışlar ve Birleşik Devletler Tenis Federasyonu USLTA tarafından kara listeye alınmışlardı ama kaybedecek bir şeyleri de yoktu. 1970 yılında Houstan'da bir sigara firmasının sponsorluğunda düzenledikleri turnuva beklenen ilgiyi görünce ertesi yıl Virginia Slims Circuit adlı ilk sezonluk turlarına sahip oldular. 1973'te WTA'nın kurulmasıyla kadın tenisi tek bir çatı altında toplanırken aynı sene Amerika Açık da dağıttığı para ödüllerini eşitlediğini duyuruyordu. 

 Diğer majör turnuvaların eşit ücret tarifesini benimsemesi ise Amerika Açık'ınki kadar hızlı olmadı. Tenisin en prestijli turnuvası olarak görülen Wimbledon, kadın ve erkek tenisçilere verdiği para ödülleri arasındaki sembolik farkı 2007'ye kadar inatla sürdürerek namına pek de yakışan bir tutuculuk örneği sergiledi. İngilizler, Venus Williams'ın açıktan yürüttüğü kampanyanın sonucunda nihayet pes etti ve 34 yıl içinde tüm Grand Slam'ler eşit para ödülü uygulamasına geçmiş oldu.

 Son tahlilde kadın tenisçiler, bugün sahip oldukları haklara birilerinin lütfuyla değil, on yıllara yayılan çok çetin bir mücadeleyle ulaştı. Dolayısıyla birkaç kendini bilmez geri kafalının lafıyla bunlardan vazgeçilmesinin mümkünatı yok. Kadın ve erkeklerin geliri birlikte ürettiği ve statüsü ATP ve WTA nezdinde aynı olan tüm turnuvalarda para ödülleri ilelebet eşit olacaktır ve olmalıdır. 

15 Mart 2022

Osaka'ya Yapılan Tenis Terbiyesizliğidir

 Şımarık, mızmız, kaprisli... Naomi Osaka, geçtiğimiz sezon Roland Garros'ta basın toplantılarına katılmama kararı aldığından beri bu tip sıfatlarla yaftalanıyor. Hele bir de dört Grand Slam kazanıp dünya 1 numarası olmuş bir tenisçinin tenisçiliğini sorgulamaya kalkanlar var ki onlar için zaten kelimeler kifayetsiz. Tam bir cahil küstahlığı.

 Japon raket, Indian Wells ikinci turunda Veronika Kudermetova'ya iki sette kaybettiği maç sırasında bir seyircinin kendisine yönelik sözlü tacizine verdiği reaksiyonla bir kez daha gündeme oturdu. Kendisine vurmak için tetikte bekleyen sosyal medya infazcılarına da aradıkları fırsatı vermiş oldu.

 Kuşkusuz işin ağlama boyutuna varması, Osaka'nın zihinsel açıdan kendi seviyesindeki bir oyuncuya yakışmayacak kadar zayıf olduğunu gösteriyor. Ancak bu durum, gösterdiği tepkinin haksız olduğu manasına gelmiyor. Bu kadar kırılgansa tenis oynamayı bıraksın diyenlerin fena hâlde yanıldıkları bir nokta var.

 Tenise ilgisi en asgari düzeyde olan biri bile bu sporun konsantrasyona dayandığını ve tribündeki izleyicinin korttaki oyuncuyu en ufak bir şekilde rahatsız etme hakkının bulunmadığını bilir. Bu en temel kuralın çiğnendiği durumlarda ise tenisçilerin reaksiyon göstermesi kaçınılmazdır. Robotik vasıflarına rağmen Roger Federer, Rafael Nadal ve Novak Djokovic üçlüsü dahi dikkatlerini dağıtan en ufak bir harekette seyirciyle hırlaşabiliyorken Osaka'nın kendisine yönelik aşağılayıcı bir sözü kafasına takması gayet normal. Anormal olan, uzun süre bunun etkisinden çıkamaması.

 Bir seyircinin bir tenisçiye "You suck!" diye bağırmasının asla kabul edilemeyeceğini ve böyle bir şeyin teniste yeri olmadığını söylemeden Osaka'yı merkezine alan her eleştiri bilerek veya bilmeyerek bu sporun içinin boşaltılmasına hizmet ediyor. Dolayısıyla buradaki öncelik, Osaka'nın şahsı değil, giderek artan bu terbiyesizliklere dur demek olmalı.