Seveni kadar nefret edeni de çok Serena Williams'ın. Açık konuşayım, ben de ikinci tarafta konumlandırıyorum kendimi. Bunun için sebep belirtmeye de gerek yok. Zira internet üzerinde yapacağınız ufak çaplı bir araştırmayla söz konusu ismin bir hayli kabarık olan siciline rahatça ulaşabiliyorsunuz. Ancak işin karakter kısmını bir kenara bıraktığımızda WTA Turu'na gerçekten çok fazla gelen bir tenisçiden söz ediyoruz.
Gerek bu sitede gerekse de yazılar yollayarak katkıda bulunduğum diğer mecralarda sıklıkla belirttiğim gibi Serena ile diğer kadın tenisçiler arasında büyük bir sıklet farkı var. Aslında bu sıklet farkının nelerden ileri geldiğini daha önceki yazılarımızın birinde açıklamaya çalışmıştık. Fakat kendisinin İstanbul'da elde ettiği zaferin yankıları sürerken bu konuyu bir kez daha detaylandırmakta fayda var.
Serena, her şeyden evvel doğal gücü en yüksek kadın tenisçi. Üstün fiziksel özellikleri sayesinde daha kolay güç üretiyor ve puana rakiplerinden daha az efor sarf ederek ulaşıyor.
Serena, her şeyden evvel doğal gücü en yüksek kadın tenisçi. Üstün fiziksel özellikleri sayesinde daha kolay güç üretiyor ve puana rakiplerinden daha az efor sarf ederek ulaşıyor.
17 Grand Slam şampiyonu, fiziksel olduğu gibi zihinsel olarak da kadınlar tenisinin en güçlü oyuncusu. Ona karşı bitirici darbeyi vurmanın ne kadar zor olduğunu Jelena Jankovic ile oynadığı yarı finalde bir kez daha gördük. Zihinsel direnci öylesine yüksek ki koşmakta zorlandığı, hatta büyük bölümünde yürüdüğü bir maçı bile final setiyle de olsa kazanmayı başardı.
Williamsların küçüğüyle ilgili kaleme aldığım son yazıda Serena Williams'ın imkan ve şerait gayet müsaitken kesesini doldurmaya son sürat devam edeceği öngörüsünde bulunmuştum. Ben bunu yazdıktan sonra Serena, katıldığı sekiz turnuvanın yedisinde final görüp altısında şampiyon oldu. Bu şampiyonlukların ikisi Grand Slam, biri WTA Championships, biri de Premier Mandotary seviyesindeydi.
Aynı yazıda altını ısrarla çizdiğim bir diğer gerçek ise Serena'ya karşı koymanın mevcut rakiplerinin harcı olmadığıydı. Bir kez daha belirtmek gerekirse Birleşik Amerikalının kadınlar tenisindeki hükümranlığının son bulması ancak iki şekilde mümkün: Ya Martina Hingis veya Justine Henin kalibresinde yeni bir oyuncu çıkacak ya da kendisi emekliliğini açıklayacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder