"Daha önce biri bana Roland Garros'u diğer Grand Slam'lerden daha çok kazanacağımı söyleseydi ona sarhoş olduğunu söylerdim." diyordu Maria Sharapova 2014 Roland Garros'ta elde ettiği zaferin ardından düzenlediği basın toplantısında. Rus yıldızın bu ifadesi, kariyerinin ikinci bölümünde geçirdiği dönüşümün ne kadar büyük olduğunun kanıtı niteliğinde.
Sharapova, 2008'de geçirdiği omuz sakatlığına kadar güçlü servis ve büyük vuruşlarla donatılmış agresif oyunuyla tam bir hızlı zemin oyuncusuydu ve topraktan hiç ama hiç hazzetmiyordu. Hatta bir keresinde toprakta oynarken kendisini buz üstündeki inek gibi hissettiğini söylemişti. Özellikle 2011'den sonra ise toprağa yönelik bu olumsuz yaklaşımını değiştirdi. Toprak zeminin oyunculara tanıdığı ekstra reaksiyon zamanı sayesinde hem savunma kalitesini yukarı çekti hem de daha isabetli hücum vuruşları üretmeye başladı. Bunun neticesinde son 13 şampiyonluğunun dokuzunu toprakta kazandı. Hatırlatmak gerekirse daha öncesindeki 19 turnuva zaferinin yalnızca biri topraktaydı.
Evet, Sharapova, kariyerinin ilk döneminde daha efektif bir oyuna sahipti. Fakat Rus tenisçinin sakatlık sonrası çizdiği grafik, eskisinden daha istikrarlı. Toprak sezonu öncesi kaleme aldığım bir yazıda kendisinin koruması gereken puanlardan ötürü ilk 10'un bile dışına çıkabileceğini belirtmiştim. Ne var ki o, sıralamada gerilemek şöyle dursun, 5 numaraya kadar yükseldi.
Son tahlilde bir zamanlar hiç sevmediği Roland Garros, bundan böyle Rus güzelinin turnuvasıdır. Paris'te üç senedir final oynayıp iki kere mutlu sona ulaşması bunun en büyük kanıtı.
Son tahlilde bir zamanlar hiç sevmediği Roland Garros, bundan böyle Rus güzelinin turnuvasıdır. Paris'te üç senedir final oynayıp iki kere mutlu sona ulaşması bunun en büyük kanıtı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder