11 Kasım 2017

ATP Ava Giderken Avlanacak


 Yapılan muhtelif araştırmalar gösteriyor ki tenis, şu an dünyada en çok izlenen dördüncü spor konumunda. Yine aynı araştırmalara göre bu sporun dünya ölçeğinde en az 1 milyar takipçisi bulunuyor. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere tenisin hâlihazırda izlenilirlik gibi bir problemi yok. Peki buna rağmen ATP'nin televizyonlara yaranabilmek için bu kadar çabalaması niye? Bu sorunun cevabı, hiç kuşkusuz bitmek tükenmek bilmeyen kâr hırsıdır.

 Sporun küresel çaptaki yönetim birimleri büyük birer rant cennetleridir. Bu tezimizin en güçlü kanıtı ise dünya futbolunu yöneten en önemli iki kurum olan FIFA ve UEFA'nın başlarındaki şahısların henüz iki yıl evvel yolsuzluk nedeniyle ceza almış olmalarıdır. Hâl böyleyken ATP'yi de bu iki federasyondan farklı bir kefeye koymak en hafif tabirle safdillik olur. Onun da temel gayesi, tıpkı diğerleri gibi ortadaki pastayı, yani erkek tenisinin ekonomik büyüklüğünü olabildiğince büyütmektir. Bunun da yolu, büyük oranda turnuvaların yayın gelirlerini arttırmaktan geçer.

 Gelgelelim tenis, süreyle sınırlı bir spor olmaması hasebiyle televizyon yayıncılığı açısından büyük bir sıkıntı yaratıyor. Son derece uzun olan maç sürelerinin yayın akışlarını bozarak popülaritesi daha yüksek sporların ekrana gelmesine engel olması, reyting odaklı özel televizyonların tenisten kaçmasına sebebiyet veriyor. Bu da daha fazla yayın geliri hedefleyen ATP'yi oyunun süresini kısaltmaya yönelik formüller aramaya itiyor. Milano'daki ATP Next Generation Finalleri'nde denenen kurallar da tamamı ile bu amaca hizmet ediyor.

 Ne var ki ATP, bu yolla istediğini alamayacağını ya öngöremiyor ya da öngörmek istemiyor. Başta Rafael Nadal olmak üzere pek çok oyuncunun Madrid Masters'ın toprağı maviye boyandı diye turnuva yönetimine rest çekerek azılı kapitalist Ion Tiriac'a bile geri adım attırması henüz tazeyken ATP'nin bu çılgınlıklarına kim rıza gösterir? Haydi bir an için razı gelindiğini varsayalım, bu oyunu o hâliyle kime izletebilirsiniz? Reytingleri kendi ellerinizle düşürüp sonra da bu sporun yayın haklarını arzuladığınız fiyata satabileceğinizi mi düşünüyorsunuz?

 Son tahlilde ATP, şu anda nafile bir çabanın içindedir. Bu yöntemlerle tenisin canına okudukları gibi bindikleri dalı kesecekleri de aşikardır. Tenisin gerçek aktörlerine düşense bu sporun hızlı tüketim malzemesine dönüştürülmesine her şartta engel olmaktır.

Hiç yorum yok: