3 Eylül 2019

"O Maç Bitecek!" Safsatası


 Teniste çıktığı maçı yarıda bırakan oyuncular, her defasında sportif ahlaksızla suçlanır. Sakatlıklarını bahane edip rakiplerinin galibiyetlerine gölge düşürdükleri söylenir. Hatta sosyal medyada sayısı bir hayli fazla olan "tenissavarların" "Korkup kaçtı." şeklindeki yorumlarına da özne olurlar. Gelgelelim, bu çıkarsamaların hepsi safsatadan ibarettir.

 Evvela profesyonel tenisçilerin tamamı, yenilgiyle başa çıkmayı ve bunun üstesinden gelmeyi bilen kişilerdir. Bu özellikleri taşımayan birinin tenisten kariyer yapması ise zaten mümkün değildir. Ancak bir tenisçinin "numaradan" maçı bırakma ihtimalini geçersiz kılan asıl unsur içindeki rekabet güdüsüdür.

 Nick Kyrgios gibi hayattan muaf olanları ve bahis şikesi gibi illegal yollara savrulanları bir kenara koyarsak korta çıkan her tenisçi, yarışmacı kimliğinin bir gereği olarak filenin karşı tarafındaki oyuncuyu yenebilmek için sonuna kadar mücadele eder. Nitekim günümüzün spor dünyasında sakatken bile şırıngayla oynamak artık vakayıadiyeden. Ne var ki vücudun iflas bayrağını çektiği anda kortta geçirilen her saniye kariyerinizin devamı için büyük bir tehdittir. İşte bu noktada da en doğru karar, skora bakmaksızın rakibin elini sıkmaktır. Öyle ki sırf bu sebeple önde götürdüğü maçtan çekilmek zorunda kalan pek çok oyuncu vardır.

 Bu konuya değinmemize vesile olan maçta da Novak Djokovic, ikinci setin sonundan itibaren toplara vuramaz hâle gelmişti. Puanları kısa tutmaya çalışması ve anormal hataları da bu yüzdendi. Buna rağmen yukarıda bahsettiğimiz rekabet güdüsüyle sağlık molası alıp mücadeleyi sürdürme ihtimalini sonuna kadar kovaladı. Fakat karşılaşmanın son puanındaki komik çift hatasından sonra nafile bir çaba içinde olduğunu gördü. Bu karşılaşmaya dek içlerinde çok dramatiklerinin de bulunduğu 183 mağlubiyet almış bir raketin elenmeyi hazmedemeyeceğini düşünmüyoruz herhalde?

 Son tahlilde tenisi oynayan ya da seyredenlerin "Çıktığın maçı bitireceksin." tarzındaki tepeden inmeci bir bakış açısından kurtulması lazım. Çünkü bu sporu icra edenler henüz robot değil.

4 yorum:

Adsız dedi ki...

sizden ricam yeni sezonda gaza gelmeyin. federer uçuyor dediğiniz anda eleniyor. özgür balmumcu da "kupa geliyor" diyordu 2017 atp finals'da goffin'e yenildi hem de öne geçmişken.
hatta buradan hareketle soralım.. ilk seti alıp goffin'e elenmek onda.
40-15 öndeyken indian wells'i del potro'ya kaybetmek onda.
40-15 öndeyken novak'a kupayı armağan etmek onda.
ve bu tarz birçok maç var geçmişinde. abi pardon ama ciddi soruyorum. bu mu goat?
novak neler kazanıyor. nadal 4-0 geriden tie break kazanıyor. mental açıdan bu kadar çöken biri goat olur mu..

Adsız dedi ki...

cevap yok mu? normal soru sorduk adam değil miyiz biz?

Yunus Dilber dedi ki...

Sakin ol şampiyon. Federer birileri övüyor diye elenmez. :)
Diğer konuya gelince her oyuncunun çok dramatik mağlubiyetleri ve müthiş geri dönüşleri vardır kariyerinde. Bu, tenisin içinde olan bir şey. Aynı Federer, 2017 Avustralya Açık finalinde final setini 3-1'den çevirdi. Yine Djokovic, tarihin en amatörce hatalarından birini yapıp puan sırasında fileye değdi ve 2013 Roland Garros yarı finalini Nadal'a verdi. Nadal'a gelirsek onun da 2012 Avustralya Açık finalini 4-2, 30-15'ten Djokovic'e vermişliği var. Hem de bomboş forehand'i dışarı kaçırarak... Bunlar bir çırpıda aklıma gelenler. Ararsak daha çok buluruz.
Federer, GOAT'tır. Rahat olunuz. ;)

Adsız dedi ki...

neyse o unvan zaten 2020 ile beraber gidiyor, rahatım yani. alıştım buna.
veya 2021.
federer asla slam alamaz asla. bitti.
diğer ikisi 22 23 falan olur işte.