12 Eylül Amerikancı faşist darbesini takip eden yıllarda MHP'li Agah Oktay Güner'e atfedilen "Biz hapisteyiz ama fikirlerimiz iktidarda." diye bir laf vardır. Cunta yönetimi ile ülkücülerin zihniyet ortaklığının en net ifadesi olan bu veciz sözden esinlenerek attığım başlığın ardından ben de kadınlar tenisinin çiçeği burnunda 1 numarası Aryna Sabalenka ile Maria Sharapova arasında kurduğum benzerlikten söz edeceğim.
Sharapova, tenis kariyeri boyunca ofansif bir geri çizgi oyuncusu olarak hafızalara kazındı. Özellikle 2008'de geçirdiği omuz sakatlığının ardından son derece tekdüze bir tenis oynamaya başlamıştı. İstisnasız her topa hücum ediyor, devamlı winner kovalıyor ve büyük vuruşlarıyla rakibini dövüyordu. İşte bugün Sabalenka'yı izlediğimizde de bire bir aynı şeyleri görüyoruz.
Kahramanlarımızın oyun tarzları gibi zayıf noktaları da kesişiyor. Sharapova'nın servislerinin omuz sakatlığı sonrasında nasıl tarumar olduğu malum. Bir ara maç başına 15-20 çift hata ortalamasıyla oynayan Rus yıldız, ilerleyen süreçte bu sayıyı makul bir seviyeye çektiyse de servislerindeki eski istikrarı bir daha asla yakalayamamıştı. Geçtiğimiz sezonu WTA'nın çift hata şampiyonu olarak tamamlayan Sabalenka da tam olarak aynı dertten muzdarip. Belaruslu raket, an itibarı ile çift hata sıralamasında beşinci, ace sıralamasında ise üçüncü basamakta.
Tüm bunların üstüne iki tenisçinin de yüksek desibelli çığlıklar attığını ve aynı ırktan (Slav) geldiğini eklersek herhalde Sabalenka'ya yeni Sharapova demekte hiçbir mahsur olmayacaktır. Tabii bu benzetme yalnızca kort içi için geçerli. Yoksa Sharapova gibi bir ikon, tenis dünyasına kim bilir bir daha ne zaman gelir?
2 yorum:
Kalemine sağlık Yunus kardeşim. Son cümleyi koymasaydın yorum yapmazdım. Sevgiler
Teşekkürler Necdet abi... Sevgiler...
Yorum Gönder