4 Haziran 2016

Tenis Değil, Danışıklı Kör Dövüşü

  
 Serena Williams'ın Roland Garros'ta dün ve bugün oynadığı maçları en iyi yukarıdaki başlık özetliyor. İki gündür kortta öyle bir görüntü sergiledi ki sanki birileri kendisini kolundan tutup zorla maça getirmiş gibiydi. Bırakın koşmayı, yürümeye bile mecali olmayan Birleşik Amerikalı, devamlı ağlamaklı görünen yüz ifadesiyle iki maçı da dramaya çevirdi. Hatırlarsanız aynı tavırları İstanbul'un ev sahipliği yaptığı 2013 yılındaki WTA Championships sırasında da sergilemişti.

 Bir sporcunun, hele hele Serena gibi başarılarıyla bu sporun tarihine geçmiş bir ismin böyle şımarıkça davranmaya hakkı yok. Bu, en başta oyuna, sonra da seyirciye yapılmış bir saygısızlıktır. Serena'nın ne kadar büyük bir tenisçi olduğunun ve devasa kariyerinin herkes farkında. Ancak bunlar kendisine dilediği gibi davranma hakkını vermiyor. Tenis kamuoyunun da abuk sabuk tartışmalar yerine böylesi gerçek meselelere odaklanması lazım.

 Öte yandan Serena bu kadar kötüyken bile finale çıkıyorsa bunu büyük oranda kendisinden çok daha kötü olan rakiplerine borçlu. Sahi bu oyuncular, bugün kendi attığı kısa topu takip bile etmeyen, dün de bir sete 24 basit hata sığdıran bir Serena'yı da yenemiyorlarsa kimi yenip atılım yapmayı planlıyorlar acaba? Bunlar mıdır kadın tenisinin geleceği?

 Senelerdir birçok isim zikredildi genç yetenek olarak. Ne var ki saman alevi gibi parlayıp sönen birkaçını saymazsak içlerinden hiçbiri kayda değer bir başarı elde edemedi. Bunda da şaşılacak bir şey yok aslında. Zira hiçbiri kendileri için yaratılan beklentileri karşılayabilecek düzeyde değildi. Hâl böyleyken Serena gibi eski kurtlar daha çok ekmek yiyecekmiş gibi görünüyor. Bu durumun bizim için bir sakıncası yok. Yeter ki tenis maçı diye kör dövüşü seyretmeyelim.

Hiç yorum yok: