Maria Sharapova'nın önümüzdeki ayın sonunda İstanbul'a Çağla Büyükakçay'la gösteri maçı yapmak için gelecek olması, hiç de yabancı olmadığımız bir kavramı yeniden gündeme getirdi. İngilizcesi "appearance fee", Türkçede de en yaygın karşılığı ayakbastı parası olan ve davet edilen yıldız sporculara ödenen yüklü meblağlar, öteden beri kimilerinin büyük tepkisini çekiyor. Ne var ki bu tepkilerde haklılık payının olduğunu söylemek pek mümkün değil.
Evvela geçmişte ülkemize gelen pek çok yıldız sporcuya olduğu gibi Sharapova'ya ödenen para da özel sektörün kasasından çıkıyor. Bu yatırımı yapanlar, karşılığını alamayacaklarını düşünseler zaten böyle bir işe girişmezler. Nitekim hâlihazırda pazarlanabilirliği en yüksek kadın sporcu olan Sharapova'nın aldığı paradan daha fazlasını üretebilmesi de son derece olası. Yani ortada her iki tarafın da kazandığı bir "win-win" durumu söz konusu.
Peki Maria'ya ödenen para ülke tenisine harcanamaz mıydı? Elbette böyle bir ihtimal var fakat amentüsü kâr olan özel sektörün böyle bir şeye tenezzül edeceğini düşünmek saflık olur. Dolayısıyla bu, onların değil, devasa bütçesini ülke tenisi yerine yandaşlara akıtmakla meşgul olan federasyonun işi.
Tüm bunlarla birlikte Sharapova gibi büyük bir yıldızı ölü sezonda Florida'daki malikanesinden kaldırıp saatler süren uçak yolculuğunun ardından İstanbul'a getirebilmeniz için para ödemekten başka şansınız yok. Bu, sadece gösteri maçları için değil, katılım zorunluluğunun olmadığı düşük profilli resmi turnuvalar için de geçerli. Söz gelimi yıldız oyuncular, oynamakla yükümlü olmamalarını bir koz olarak kullanıp gayet profesyonel bir şekilde paraya tahvil ediyor. Nitekim Roger Federer'in ATP 250 ve 500 seviyesindeki bazı turnuvalarla uzun süreli kontratlar yapması boşuna değil.
Son tahlilde ayakbastı parası, tamamı ile oyuncu kaynaklı bir mevzu. Erkekler tenisinde öteden beri yasal olan bu uygulama, kadınlar turunda ise 2010 yılına kadar el altından yürütülüyordu. WTA da bu nedenle aynı yıl yasağı kaldırarak fiili durumu resmiyete döktü.
Velhasıl, bir Grand Slam ya da katılım zorunluluğu olan başka bir prestijli turnuva düzenlemiyorsanız Sharapova ayarındaki yıldız isimleri ülkenize getirebilmek için kesenin ağzını açmak zorundasınız. Bu parayı da özel sektör ödediğine göre bizim gibi züğürtlerin çene yorması anlamsız.
Evvela geçmişte ülkemize gelen pek çok yıldız sporcuya olduğu gibi Sharapova'ya ödenen para da özel sektörün kasasından çıkıyor. Bu yatırımı yapanlar, karşılığını alamayacaklarını düşünseler zaten böyle bir işe girişmezler. Nitekim hâlihazırda pazarlanabilirliği en yüksek kadın sporcu olan Sharapova'nın aldığı paradan daha fazlasını üretebilmesi de son derece olası. Yani ortada her iki tarafın da kazandığı bir "win-win" durumu söz konusu.
Peki Maria'ya ödenen para ülke tenisine harcanamaz mıydı? Elbette böyle bir ihtimal var fakat amentüsü kâr olan özel sektörün böyle bir şeye tenezzül edeceğini düşünmek saflık olur. Dolayısıyla bu, onların değil, devasa bütçesini ülke tenisi yerine yandaşlara akıtmakla meşgul olan federasyonun işi.
Tüm bunlarla birlikte Sharapova gibi büyük bir yıldızı ölü sezonda Florida'daki malikanesinden kaldırıp saatler süren uçak yolculuğunun ardından İstanbul'a getirebilmeniz için para ödemekten başka şansınız yok. Bu, sadece gösteri maçları için değil, katılım zorunluluğunun olmadığı düşük profilli resmi turnuvalar için de geçerli. Söz gelimi yıldız oyuncular, oynamakla yükümlü olmamalarını bir koz olarak kullanıp gayet profesyonel bir şekilde paraya tahvil ediyor. Nitekim Roger Federer'in ATP 250 ve 500 seviyesindeki bazı turnuvalarla uzun süreli kontratlar yapması boşuna değil.
Son tahlilde ayakbastı parası, tamamı ile oyuncu kaynaklı bir mevzu. Erkekler tenisinde öteden beri yasal olan bu uygulama, kadınlar turunda ise 2010 yılına kadar el altından yürütülüyordu. WTA da bu nedenle aynı yıl yasağı kaldırarak fiili durumu resmiyete döktü.
Velhasıl, bir Grand Slam ya da katılım zorunluluğu olan başka bir prestijli turnuva düzenlemiyorsanız Sharapova ayarındaki yıldız isimleri ülkenize getirebilmek için kesenin ağzını açmak zorundasınız. Bu parayı da özel sektör ödediğine göre bizim gibi züğürtlerin çene yorması anlamsız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder