13 Ekim 2018

Nadal'ın İnsanlığı, Arda'nın Adamlığı


 Fotoğraf 2014 Madrid Masters'tan. O sıralar Atletico Madrid forması giyen Arda Turan, Rafael Nadal'ın maçını izlemeye gidiyor ve karşılaşma sonrasında da İspanyol tenisçiyle bir araya geliyor. İşte bu ikili, yıllar sonra eş zamanlı olarak spor dünyasının gündemine oturdu. Biri doğduğu şehir için yaptığı insanlıkla, öbürü ise tabancasından çıkan mermiyle.

 Nadal'ın Mallorca'da yaşanan sel felaketinin ardından süpürgeyi eline alıp temizlik çalışmalarına katılması, Arda'nın silahla hastane bastığı bir dönemde daha farklı bir anlam kazandı. Nitekim sosyal medyada el alem ve biz temalı bolca yorum okuduk. "Rafa'nın bu yaptığını bizim sporcular yapar mı?" diyerek cevabı belli olan bir soruyla ülke sporuna lanet okuduk. Fakat bir Allah'ın kulu da Nadal'ın kariyerine sahip olsak aynı şeyi biz yapar mıydık diye sormadı. Çünkü bunun da cevabı ilkiyle aynı: Yapmazdık.

 Yapmazdık çünkü biz; para, güç, mevki, makam, unvan gibi hayat içerisinde elde edilen kazanımlara tapılan bir ülkede büyüdük. Bizi yetiştirenler, bize sosyal statümüz ne olursa olsun herkesin en başta insan olduğu için değer görmesi gerektiğini öğretmedi. Bu yüzden de hayatın bize kazandırdığı her şeyi, insan olmanın önüne koyduk.

 Nadal ise böyle bir kültürsüzlükten gelmiyor. O, herkesin kendi haklarına sımsıkı bağlı olduğu ve bu nedenle 
şöhretin kendisine hiçbir ayrıcalık sağlamadığı bir toplumda yetişti. Buradaki hakim kanının aksine hiçbir yurttaşı, ona eline süpürge aldığı için enayi gözüyle bakmıyor.

 Velhasıl Nadal ile Arda arasındaki, eğitimliyle eğitimsizin farkı. Bu da kişisel değil, toplumsal bir mesele.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

eğitimi kültürü dünya görüşü ses tonu (youtube videolarından biliyoruz) 10 numara adamsın. tek eksiğin ultra derece yakışıklı olmaman. ipek soylu da onu aramayıversin bence :) (ben de çağla'yı alayım, çifte düğün)

Yunus Dilber dedi ki...

Hahahahahaha... Çok teşekkür ederim övgü dolu sözleriniz için. Teveccühünüz. =)

Adsız dedi ki...

bir soru daha. federer hakkında sık sık "roddick ve safin i yendi" deyip dururlar malum.
e peki o safin, roddick ya da diğerleri şu anki raonic thiem dimitrov cilic vs hepsinden çok mu kötü oyunculardı??

hayır öyle bi anlatılıyor ki şu anda top 20'de kim varsa hepsi djokovic!

Adsız dedi ki...

bir konu daha. hayatı boyunca federer'e her türlü zorluğu çıkaran, elinden 3-4 kupa çalan, nadal karşısında ise şeker gibi eriyen del potro'dan nefret ediyorum. son sakatlık haberini "dünyada güzel şeyler de oluyor" diyerek büyük zevk alarak okudum. bir federerci olarak (tek değilsiniz) o adamı nasıl seviyorsunuz anlamak imkansız.

Yunus Dilber dedi ki...

Merhaba,

İlk sorunuzda sözünü ettiğiniz argümanlar, tamamı ile Federer'in başarısını değersizleştirmeye yönelik. Tam tersine Safin, Hewitt ve Roddick, şu an büyük dörtlü dışındaki diğer isimlerin tamamından daha üst seviye oyunculardı. Üstelik Federer'in o dönemki dominasyonu olmasa bugün Nadal ve Djokovic de bu seviyede oyuncular olmazdı.

Del Potro ise karakter ve oyun tarzı olarak çok sevdiğim bir oyuncu. Federer'e karşı olan karnesinin Nadal'a karşı olan karnesinden görece iyi olması oyun tarzıyla alakalı bir durum. Bir de o kadar çok sakatlandı ki ilk yıllarındaki oyun seviyesinin çok uzağına düştü maalesef.