Tenisteki kadın mücadelesi ve eşit para ödülü söz konusu olduğunda mutlaka bahsi geçen bir maç var. O da 20 Eylül 1973'te Houston Astrodome'da Billie Jean King ile Bobby Riggs'i karşı karşıya getiren ve tarihe Battle of Sexes, yani Cinsiyetler Savaşı olarak geçen mücadele.
Her şeyden evvel belirtmek gerekir ki yakın zamanda filmi de çekilen bu tenis klasiği tam anlamıyla bir Amerikan şov kültürü ürünüdür. Zaten olayın çıkış noktasında da tüm hayatını azılı bir kumarbaz olarak geçiren Riggs'in hem para kazanmak hem de ilgi çekmek amacıyla dünyanın o dönemki en iyi kadın tenisçilerine meydan okuması vardır. Kahramanımız, King ile olan düellosundan önce de basına verdiği demeçlerde kendisine biçtiği şovenist-cinsiyetçi rolün hakkını iğrençlik derecesindeki eril söylemleriyle sonuna kadar vermiştir.
Bu noktada tenisteki kadın hareketinin öncüsü olan King'in neden böyle bir sirk gösterisinin parçası olduğu haklı bir sorudur. Gayriciddi de olsa kadınların yatak odası ve mutfağa ait olduğunu söyleyen, karşılaşma öncesindeki seremonide de kendisine hakaret ederek lolipop uzatan biriyle aynı kortu paylaşmak bir kadın hakları aktivistine yakışmayacak bayağılıktadır.
Bir diğer tartışma ise King'in 6-4, 6-3 ve 6-3'lük setlerle elde ettiği galibiyetin ne kadar temiz olduğudur. Zira olaydan yıllar sonra konuşan bazı tanıklar, Riggs'in tefecilere olan borcunu ödemek için bu karşılaşmada kendi yenilgisine bahis oynadığını söylemişlerdir. Riggs'in anormal basit hataları ve beş set üzerinden oynanan bir maçta tek set dahi alamamış olması, bu randevudan henüz dört ay evvel dünya 1 numarası Margaret Court'u 6-2, 6-1'le yenmiş olduğu gerçeğiyle birlikte düşünüldüğünde şike iddialarına büyük bir haklılık zemini kazandırmaktadır. Öte yandan 29 yaşındaki King'in 55 yaşındaki Riggs'i yenmesi, aradaki büyük yaş farkından ötürü kadın ve erkek tenisçiler arasındaki güç dengesi adına bize hiçbir şey söylememektedir.
Söz gelimi Battle of Sexes, mahiyeti itibarı ile kadınların spor alanında erkeklere karşı elde ettiği tarihi bir zafer ya da gerçek anlamda bir cinsiyetler savaşı değildir. Bu kült maç, ulaştığı 90 milyonluk izleyici kitlesiyle devasa bir tenis gösterisidir ve bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder