21 Nisan 2022

Filler Tepişir, Çimenler Ezilir

 Siyaseti yalnızca makro düzeyde düşünmemek gerekir. Toplumsal mücadelenin yaşandığı her alanda siyaset mutlaka vardır. Buna spor da dahildir. Sporcular, federasyonlar, sponsorlar ve yayıncılar başta olmak üzere aralarında çıkar çatışması bulunan pek çok grubu içinde barındıran bir ekosistem eşyanın tabiatı gereği politiktir. Dolayısıyla "Spora siyaset karışmamalı." klişesinin temelde hiçbir geçerliliği yoktur. 

 Aralarındaki varoluşsal ilişkiye rağmen sporun yerel ve küresel siyasetin mümkün mertebe dışında kalmasını istemekse esasında haklı bir taleptir. Söz gelimi spor, bir tür siyasi arenaya dönüştürülmemeli ve özerk bir yapıya sahip olmalıdır. Aksi hâlde sporun hiçbir anlamı kalmayacaktır. Ne var ki bu en temel kaidenin bile sürekli çiğnendiğini görüyoruz. Spor, dönemsel olarak siyasetin bir aracı hâline gelmekten kendisini bir türlü kurtaramıyor.

 Bahsettiğimiz durumun son örneği, Wimbledon yönetiminin Ukrayna ve Rusya arasındaki savaştan ötürü Rus ve Belaruslu sporcuları turnuvadan men etmesi oldu. Böylece Rusya ile NATO'nun başat ülkeleri arasında cereyan eden küresel güç mücadelesi spor sahalarına da taşınırken bundan en büyük zararı savaşta hiçbir sorumluluğu bulunmayan tenisçiler gördü. 

 Faşizanlığı kendinden menkul olan bu karar, Batı'nın tipik ikiyüzlülüğüne gösterilebilecek sayısız kanıttan sadece biri. Kendilerini barış ve özgürlük havarisi olarak tanıtan bu ülkeler, gerçekten öyleyseler Amerika Birleşik Devletleri Irak'ı işgal ederken neredelerdi? Aynı şekilde yıllardır Filistinlilere zulmeden İsrail'den bugüne kadar yaptırımla karşılaşan herhangi bir sporcu oldu mu? Yoksa öldüren kendilerinden olunca alınan tavır da değişiyor mu?

 Soğuk Savaş'ın devam ettiği yıllarda 1980 Moskova Olimpiyatı Batı Bloku, 1984 Los Angeles Olimpiyatı da Doğu Bloku ülkeleri tarafından boykot edilmişti. Aradan geçen 40 yıla rağmen bazı kafaların hâlâ değişmediği görülüyor. Sovyetler Birliği ve reel sosyalizm çoktan tarihe karıştı ama küresel hegemonya savaşları yalnızca şekil değiştirdi. Neticede filler tepişirken çimenler ezilmeye devam ediyor. Bu hikayedeki çimenlerse Wimbledon zeminindekiler değil, Rus ve Belaruslu tenisçiler oldu. 

Hiç yorum yok: