Roland Garros ve Paris Masters'taki Fransız seyirciler, tenis aleminin en büyük yüz karalarından biri. Kortta kazanmasını istemediği oyuncuyu durduk yere yuhalayan bir topluluktan söz ediyoruz. Tenisçilerin hakemle konuşmak, raket değiştirmek, topun izini incelemek veya tuvalet molası kullanmak gibi en doğal eylemleri bile bu patolojik kitle nezdinde birer yuhalanma sebebi olarak görülüyor.
Münferit bazı çıkışlar dışında tenis dünyası, onlarca yıldır bu sporu dinamitleyen Fransız seyircilere hep göz yumdu. Sürekli halının altına süpürülen bu sorun, bu seneki Roland Garros'ta ise eşyanın tabiatı gereği büyük bir belaya dönüştü.
Turnuvanın ilk turunda Mpetshi Perricard'ı beş set sonunda geçen David Goffin, maç esnasında ev sahibi ülkeden bir rakiple karşılaşan her oyuncu gibi tribünlerin gazabına uğradı. Seyircilerin yuhalamalarına galibiyet sonrası elini kulağına götürerek cevap veren Belçikalı raket, düzenlediği basın toplantısında ise maç sırasında bir izleyicinin ağzındaki sakızı kendisine doğru tükürdüğünü söyleyecekti. Bu tip taşkınlıkların yalnızca Fransa'ya özgü olduğunu savunan Goffin, "Tenis futbola dönüşüyor. Yakında sis bombaları, holiganlar ve tribün kavgaları da görürüz." şeklindeki sözleriyle de eşikteki tehlikeye işaret ediyordu.
Goffin ile aynı gün korta çıkan Iga Swiatek ise Naomi Osaka'yı maç puanı çevirerek elediği erken finalin hemen ardından verdiği röportajda yalvaran bir ses tonuyla Fransız seyircilerden puan esnasında ses çıkarmamalarını rica ediyordu.
Peş peşe yaşanan seyirci krizlerinin ardından Roland Garros yönetimi nihayet olaya el koydu. Turnuva direktörü Amelie Mauresmo, tribünlerde alkol tüketimini yasakladıklarını, uygunsuz davranışlar sergileyen seyircilerle ilgili hakemlerin yetkilerini genişlettiklerini ve bundan böyle çizgiyi aşanların stadyumlardan atılacağını duyurdu.
Tenis gibi sessizliğin talep edildiği bir spor dalında alkol tüketimine şimdiye dek izin verilmiş olması başlı başına bir aymazlık. Ancak Fransız seyircilerle ilgili esas problem, sarhoş olmalarından değil, tenis terbiyesine sahip olmamalarından ileri geliyor. Bu noktada Mauresmo'nun hayata geçirdiği tedbirlere ise yetmez ama evet diyorum. Sadece puan esnasında konuşanlar değil, ortada hiçbir gerekçe yokken tenisçileri yuhalayanlar da sayıları kaç olursa olsun stadyumlardan uzaklaştırılmalı. Tenisin bu tip küstahlıklara katlanmak gibi bir lüksü yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder