Milli tenisçi Zeynep Sönmez, ana tablodan katıldığı Avustralya Açık'a ilk turda veda etti. Ev sahibi ülkeden Talia Gibson ile kozlarını paylaşan temsilcimiz, rakibine 3-6, 7-6 ve 6-1'lik setlerle mağlup oldu.
Zeynep sürekli winner kovalayan, ofansif bir tenisçi. Vuruş repertuvarında vole ve kısa top da var. Servisleri ise belki de 1.70'lik boyunun doğal sonucu olarak oyunundaki en büyük zaaf gibi görünüyor. Saatte ortalama 150-160 km hıza ulaşan servislerini genelde topspin veya slice şeklinde kullanıyor.
Zeynep'in Gibson ile oynadığı maç, gerek oyun stili gerekse de seviye itibarı ile birbirine denk iki tenisçinin mücadelesiydi. Oyuncumuz ilk seti daha fazla winner üreterek kazandı. Ancak ikinci setten itibaren bu alandaki üstünlük el değiştirince korttan boynu bükük ayrıldı.
Aldığı yenilgi sonrası sosyal medyada Zeynep hakkında son derece haksız ve haddini aşan bazı eleştiriler okuduk. Oyuncumuzun Merida Açık'taki tarihi şampiyonluğunun ardından kanal kanal gezip tenisi boşladığı ve Hindistan'da özel turnuva oynayarak hata ettiği öne sürüldü.
Evvela şunu hatırlatmak gerekir ki Zeynep'in Merida Açık zaferi Kasım ayında, yani WTA sezonunun sonunda geldi. WTA Turu oyuncuları, genellikle yılın bu döneminde dinlenmeye çekilir ve yeni sezon hazırlıklarına başlar. Nitekim Zeynep de aynı şeyi yaptı ve 2024 yılının devamında başka turnuvaya katılmadı. Bir tenisçiyi ölü sezon olarak adlandırılan bir dönemde resmi turnuva oynamamakla suçlamak cehaletten başka bir şey değil.
Zeynep'in medyada daha sık görünmek istemesi ve Hindistan'da özel turnuva oynaması profesyonelliğinin bir gereğidir. Çünkü o da diğer tüm meslektaşları gibi mümkün olduğu kadar fazla para kazanarak geleceğini garanti altına almak istiyor. Bu doğrultuda reklam ve sponsorluk anlaşmaları ile yüksek para ödüllü özel turnuvaları değerlendirmesinden daha doğal bir şey olamaz. Kaldı ki kendisi, dünya sıralamasındaki konumu itibarı ile geçim kaygısını en çok hisseden ve dolayısıyla paraya en çok ihtiyaç duyan oyuncular arasında yer alıyor.
Günümüz tenisinde kort dışı faaliyetler lüks değil, zorunluluktur. Bunların bir tenisçiyi asıl işine konsantre olmaktan alıkoyması ise komik bir varsayımdan öteye geçmez. Zira hiçbir oyuncu, gününün tamamını tenise ayırmaz, ayıramaz.
Demem o ki Zeynep'e akıl vermek ya da ondan hesap sormak hiçbirimizin haddine değil. Ayrıca kimsenin uçuk beklentilerle kendisini baskı altına almaya hakkı yok. Tenis bireysel bir spor ve Zeynep bu sporu bizim milli hislerimizi tatmin etmek için yapmıyor. Oyuncumuz şu ana kadarki başarılarıyla zaten ülke tarihine geçti. Bundan sonraki kariyeri de potansiyeliyle uyumlu olsun, yeter. Daha önce diğer tenisçilerimize yaptığınız kötülükleri bari Zeynep'e yapmayın.