28 Aralık 2013

Edberg ve Federer: Halef-Selef


 Bugün tenis dünyasında beyefendi ve centilmen dendiğinde nasıl akla ilk olarak Roger Federer geliyorsa 80 ve 90'lı yıllarda da aynı durum İsveçli raket sanatçısı Stefan Edberg için geçerliydi. Tenis dünyası hiç kuşkusuz ondan daha başarılı pek çok oyuncu gördü ama efsane sıfatı ona yakıştığı kadar hiç kimseye yakışmadı. Öyle ki ATP tarafından her yılın sonunda verilen sportmenlik ödülü bugün hâlâ onun ismini taşıyor. Üstelik junior kariyerinin sonunda sebep olduğu bir can kaybına rağmen...

 Edberg'in 
kariyerini başlamadan bitme noktasına getiren o ölümcül kaza, gençler seviyesinde dört Grand Slam'i de kazanan ilk ve tek oyuncu olduğu 1983 yılında gerçekleşmişti. Amerika Açık'ta Patrick McEnroe'ya karşı oynadığı yarı final maçında kullandığı servis, toptan kaçmaya çalışan çizgi hakeminin kasığına isabet etmiş ve dengesini kaybeden hakem yere düşerek kafatasını kırmıştı. Beş gün sonra gelen ölüm haberiyse İsveçli tenisçiye raketini asmayı düşündürmüştü. Sonrasında fikir değiştirerek tenise devam etme kararı alan Edberg, böylece ömrü boyunca bir çizgi hakeminin ölümüne sebep olan isimsiz bir oyuncu olarak hatırlanmaktan kurtulmuş oluyordu.

 Usta servis-voleci, başından geçen travmatik olaya rağmen junior seviyesindeki başarılarını profesyonel kariyerine taşımayı başardı ve teklerde altı Grand Slam şampiyonluğu yaşadı.  Eğer 1989 Roland Garros finalini setlerde 2-1, dördüncü sette de 4-3 öndeyken biraz da şanssız bir biçimde kaybetmemiş olsaydı bugün kariyer Grand Slam'ini tamamlayan oyuncular listesinde onun da adı yer alıyor olacaktı. 

 Ezeli rakibi Boris Becker her gün başka bir skandalla magazin basınının sayfalarını işgal ederken en az onun kadar karizmatik ve yakışıklı olan kahramanımız ise ölçülü ve mesafeli tavırlarıyla biliniyordu. ATP tarafından verilen ve kendisinin de beş kez layık görüldüğü sportmenlik ödülü, emekliye ayrıldığı 1996'dan itibaren onun ismini taşımaya başladı. 

 Yıllar sonra tenise antrenör olarak geri dönen Edberg, bundan böyle kendi ödülünü en çok kazanan oyuncuyu çalıştıracak. Kendisinden "çocukluk kahramanım" diye bahseden Federer ile yapacağı iş birliği aynı zamanda halef ile selefin buluşması olacak.