17 Kasım 2011

Tenisin Taçsız Kral ve Kraliçeleri


 Birçok spor dalının aksine teniste sıralamanın en üstünde yer almak size kupa veya şampiyonluk getirmiyor. Bilakis elde ettiğiniz klasman, kazandığınız turnuvaların sonucu olarak geliyor. Buna karşılık dünya sıralamasındaki yeriniz de turnuvalardaki şampiyonluk yolunuzu kolaylaştıran bir etken. Söz gelimi teniste 1 numara olmak, esasen amaç değil, araç.

 Mevzubahis dünya sıralaması olduğunda futbol aleminde çokça dillendirilen "Üç puanlık sistemde her şey mümkündür.'' vecizi tenis için de fazlasıyla geçerli. Nasıl ki bazı takımlar puan cetvelindeki yerleriyle sizi şaşırtabiliyorsa teniste de Grand Slam kazanamayan oyuncuların 1 numaraya kadar çıkabildiği durumlar mevcut. Tarihte bunu başarabilen az sayıdaki tenisçilerin profillerine bu yazıda mercek tutacağız.

 IVAN LENDL

 Çekoslovakya'da dünyaya gelen ancak daha sonrasında Amerikan vatandaşlığına geçen Ivan Lendl, 81 Roland Garros ve 82 Amerika Açık'ta yükseldiği finallerin ikisini de kaybetmişti. 28 Şubat 1983'te 1 numaraya yerleştiğinde müzesinde Grand Slam kupası bulunmayan "Korkunç Ivan", ertesi sene Roland Garros'ta çıktığı kariyerinin beşinci majör turnuva finalinde John McEnroe'yu 2-0 geriden gelerek 3–6, 2–6, 6–4, 7–5 ve 7–5'lik setlerle yendi ve üzerindeki slamsiz 1 numara etiketini attı. Kariyerinde toplam sekiz büyük turnuva zaferi bulunan efsanevi raket, elde ettiği 94 şampiyonlukla tüm zamanların en çok kupa kazanan ikinci ismi konumunda.

 MARCELO RIOS

 Safina'yı, Jankovic'i, Wozniacki'yi şiddetli bir şekilde eleştiren yeni nesil, herhalde Marcelo Rios'u ipe götürürdü. Monica Seles'e ''koca popolu'' diyen, 2000 yılında Los Angeles'ta katıldığı bir turnuvada hakeme küfredip ceza alan ve 2003'te Şili Davis Kupası takımı kafilesiyle kaldığı otelde çıplak yüzmesine sinirlenen müşterilerin üzerlerine ihtiyacını gideren asi yıldız 30 Mart 1998'de tenis tarihindeki ilk ve tek Şilili 1 numara oldu. Kariyerinde hiç majör turnuva zaferi yaşayamayan Rios, bu seviyedeki tek finaline ise 1 numara olmadan evvel oynadığı son Avustralya Açık'ta çıkmıştı. 

 KIM CLIJSTERS

 Erkeklerde Lendl ile milat bulan Grand Slamsiz 1 numaraların kadınlardaki ilk temsilcisi ise Kim Clijsters olmuştu. 18 yaşındayken yükseldiği Roland Garros finalinde Jennifer Capriati'ye ilk seti 6-1 kazanmasına rağmen final setini 12-10 kaybederek yenilen Belçikalı, 2003'te aynı turnuvanın finalini Justine Henin'e karşı yine kaybeder. 11 Ağustos 2003'te 1 numaraya yükselen Clijsters'ın o zamana kadar elde ettiği 16 şampiyonluk ve kaybettiği 2 grand slam finali vardır. 1 numara olarak katıldığı ilk grand slam turnuvası olan 2003 Amerika Açık'ı da finalde yine Henin'e kaybederek noktalayan Clijsters'ın sonu, 2004 sezonun ilk grand slaminde de aynı olur. 2005 Amerika Açık'ta kariyerinin 5. grand slam finalinde Mary Pierce'ı yenerek ipi göğüsleyen Clijsters, tenise verdiği aranın ardından çıktığı ilk grand slam olan Amerika Açık'ı 2009'da bir daha kazanarak büyük bir sansasyon yaratır. Daha sonra Amerika Açık ve Avustralya Açık olmak üzere iki grand slam daha kazanan Belçikalı, kısa bir süreliğine de olsa 1 numara olur ve tenis tarihinin en büyük geri dönüşlerinden birinin altına imzasını atar.

 AMELIE MAURESMO

 2004'ün mart ayında bir mühendis olan babasının ölümüyle sarsılan Amelie Mauresmo, buna rağmen o yılki grand slam turnuvalarının 3'ünde (Avustralya Açık, Roland Garros ve Amerika Açık) çeyrek final, 1'inde de (Wimbledon) yarı final oynama başarısı gösterir. Hatta Wimbledon'da Serena'ya çok çekişmeli geçen bir maç sonunda yenilerek final vizesini elinden kaçırır. Ayrıca bu yıl içerisinde Roma, Berlin ve Montreal gibi 3 Tier 1 turnuvasında şampiyonluk gören Momo, Atina 2004'te de finalde Henin'e yenilerek gümüş madalyanın sahibi olur. Nihayetinde Mauresmo elde ettiği bu başarılar, topladığı puanlar ve yakaladığı istikrar sayesinde 13 Eylül 2004 tarihinde açıklanan WTA klasmanında 1 numaraya yükselir. Mauresmo,her ne kadar cinsel kimliğiyle ilgili tartışmaların gölgesinde kalan bir başarı olsa da, 1999'da Avustralya Açık'ta finale çıkmıştır aslında. Clijsters'tan sonra grand slam kazanamadan 1 numara olan tarihteki ikinci kadın tenisçi olan Mauresmo, 2006'da Avustralya Açık ve Wimbledon'ı kazanarak bu istatistiği boşa çıkarır.

 JELENA JANKOVIC

 Rios'a, Safina'ya, Wozniacki'ye belli bir noktaya kadar tahammül edebilir tenisseverler. Peki ya Jankovic ? Onun için böyle bir tahammül sınırı pek mümkün değilmiş gibi görünüyor. Zira Sırp raket, grand slam finali dahi oynamadan 1 numaraya yükselen tarihteki ilk ve tek tenisçi. Hoş, Pekin Olimpiyatlarından evvel yükseldiği 1 numaranın sevinci olimpiyatlar bittiğinde sona erdi; ama bu Wta'deki son yıllardaki içler acısı durumun ilk alametlerinden biriydi adeta. Kısa bir süre sonra Amerika Açık'ta final oynayıp 1 numaraya yeniden yükselen Jankovic, 2009 Avustralya Açık'taki Serena Williams'ın şampiyonluğunun ardından bu unvanını kaybetti ve istikrarsızlıklarla dolu bir döneme girdi.

 DINARA SAFINA

 Listedeki oyuncular içinde en hazin hikayeye sahip olanı hiç kuşkusuz Dinara Safina. Marat Safin'in kardeşi, ikisi Roland Garros'ta, biri de Avustralya Açık'ta olmak üzere üç kez slam finaline yükseldi ancak bu maçların tamamını yokları oynayarak kaybetti. Kendisini alevi iyice harlanan bir tartışmanın odağında bulan Rus tenisçi, turnuvalardan evvel verdiği demeçler ve suratına yansıyan ifadeyle sağlıklı bir ruh hâlinde olmadığını çok net bir şekilde belli ediyordu. 2009'un sonunda 1 numarayı Serena Williams'a kaptıran Safina, yaşadığı uzun süreli sakatlıklar ve psikolojik sebeplerden ötürü bundan bir ay on gün evvel tenisi bıraktığını açıkladı.

 CAROLINE WOZNIACKI

 2009 Amerika Açık'ta Kim Clijsters'a karşı oynadığı finalle ilk büyük sıçramasını yapan Caroline Wozniacki, genç yaşında elde ettiği başarılar ve güzelliğiyle kendisine özel bir hayran kitlesi yaratmayı başarmıştı. 1 numara olduktan sonra ise bu sempatisini aynı kişiler nezdinde yavaş yavaş yitirmeye başlayan Danimarkalı, tenis kariyerinde şu ana dek bir Grand Slam şampiyonluğu dışında her türlü başarıya ulaştı. Geçtiğimiz yılın ardından bu sezonu da zirvede tamamlayan Caro bir süre daha tartışmaların odağında olacak gibi görünüyor.