11 Ocak 2022

İki Suç Ortağı: Djokovic ve Tiley

 Novak Djokovic'in Melbourne Havaalanı'nda alıkonulmasıyla başlayan rezillikler silsilesi boyunca ortaya saçılan belge ve bilgiler, Sırp tenisçiye Avustralya Açık tarafından tanınan aşı muafiyetinin nasıl bir düzmece olduğunu fazlasıyla kanıtladı.

 Dünya 1 numarası, güya 16 Aralık 2021 tarihli PCR testinin pozitif çıkması sayesinde muafiyetten faydalanmış. Ne var ki virüse yakalandığı iddia edilen kahramanımız, ayın 17'sinde karantinada olması gerekirken kendi adını taşıyan tenis merkezinde küçük çocuklarla maskesiz bir şekilde fotoğraflar çektiriyor, bir sonraki günse L'Equipe gazetesi için kameraların karşısına geçiyor. Anlayacağınız o ki söz konusu test sahte. Ancak sahtekarlık tek taraflı değil. Aşı muafiyeti için son başvuru tarihini 10 Aralık olarak duyuran Avustralya Açık yönetimi de açık bir şekilde suça ortak olmuş.

 Djokovic'in bir başka yalan beyanı ise Avustralya'ya seyahat etmek için doldurduğu formda gizli. Kendisi, uçuşundan önceki son 14 gün içerisinde hiçbir ülkeye gitmediğini belirtmiş. Oysa aynı zaman aralığında Belgrad'dan İspanya'ya gittiği kanıtlarıyla ortada.

 Hâl böyleyken ne mahkemenin vize iptalini durdurma kararı ne de Avustralya Göç Bakanı'nın pek çok dinamiği göz önünde bulundurarak bu yılan hikayesine koyacağı son nokta bir önem arz ediyor. Ortada ticari kaygılarla bir oyuncuya iltimas geçen bir Grand Slam yönetimi ve düzenbazlık yaparak haksız bir ayrıcalık elde eden bir dünya 1 numarası mevcut. Gelinen noktada Avustralya Açık Direktörü Craig Tiley derhal istifa etmeli, Djokovic de turnuvadan kendi rızasıyla çekilmeliydi. Ancak bu ikili, yüzsüzlüğü geçer akçe görüyor olmalı.

 Spor kapitalizminin çarkları kirlidir. Bazen birileri buna çomak sokar ve tüm pislikler etrafa yayılır. Buradaki olay da daha farklı bir şey değil. Mister Tiley'e hayırlı işler ve bol kazançlar! Djokovic ise bu saatten sonra "Herkes bana düşman." diye yakınmayı bir zahmet bıraksın. Zatıaliniz muhtemelen tarihin en başarılı tenisçisi olacak. Fakat Stefan Edberg, Pete Sampras ve Roger Federer gibi karakterleriyle abidevileşmiş sporcuların liginde asla yer alamayacak. 

4 Ocak 2022

Minareyi Çalan Kılıfını Hazırlar

 Haftalardır cevabı aranan soru bugün nihayet yanıt buldu ve Novak Djokovic tıbbi muafiyetle Avustralya Açık'ta yarışacağını duyurdu. Bu kararın bize söylediği şu: Pandeminin henüz ilk aylarında aşı olmayacağını açıklayan Sırp tenisçinin meğer aşılanması sakıncalıymış. Bak sen şu Allah'ın işine! Madem böyle bir engel vardı, kahramanımız neden şimdiye kadar bunu dillendirmedi de tenis alemini merakta bıraktı?

 Turnuvaya ev sahipliği yapan Victoria eyaleti, tıbbi muafiyet için aşağıdaki beş şarttan en az birinin sağlanmasını talep ediyor:

 1-Son üç ay içinde inflamatuar kalp hastalığı geçirmiş olmak
 2-Ciddi akut hastalık
 3-Son altı ay içinde koronavirüs testinin pozitif çıkması
 4-Bir önceki aşı dozuna bağlı ciddi fiziksel rahatsızlık
 5-Aşı esnasında kendisi ve etraftakiler için risk içermek

 İlk durumdaki bir kişinin profesyonel spora devam etmesi mümkün değil. Öte yandan Djokovic, son altı ay içinde koronavirüse yakalanmadı ve aşı da olmadı. Dolayısıyla üçüncü ve dördüncü seçenekler de eleniyor. Bu durumda dünya 1 numarasının esrarengiz bir akut rahatsızlığı ya da zihinsel bir problemi olması gerekiyor. Ben de dahil pek çok kişi ise kendisinin yukarıdaki şartlardan herhangi birini sağladığına inanmıyor.

 Zurnanın zırt dediği yer ise Djokovic'in hangi nedenle aşıdan muaf tutulduğunu kendisi açıklamadıkça asla bilemeyecek oluşumuz. Halbuki bir turnuvaya aşı zorunluluğu getiriyorsanız tanıdığınız muafiyetlerin gerekçesini de şeffaflık ilkesi gereği kamuoyuyla paylaşmalısınız. Adaletin söz konusu olduğu bir noktada kişisel verilerin gizliliği bahanesine sarılamazsınız. Aksi hâlde sisteminiz her türlü suistimale açık demektir.

 Bu vesileyle spor kapitalizminin mide bulandırıcı uygulamalarından birine daha tanıklık ettik. Saflık bizde ki Grand Slam gibi rant cennetlerinden alavere dalaveresiz işler bekliyoruz. Daha çok bekleriz.