12 Eylül 2011

O Nasıl Öz Güven Stosur!?


 Ben de dahil hiç kimsenin beklemediği bir şekilde Amerika Açık'ı kazandı Samantha Stosur. Finale gelene kadar herkesi ezen Serena Williams'a karşı mental sağlamlığının ve rahatlığının da sayesinde seyir zevki çok yüksek bir tenis oynadı ve sonuna kadar hak edilmiş bir zafer elde etti. 

 Stosur nasıl oldu da zihinsel olarak bu kadar güçlü kalabildi? Evvela geçen yıl edinilmiş bir Grand Slam finali tecrübesi vardı. Yani Grand Slam finali atmosferini teneffüs etmiş biriydi. Ayrıyeten finale gelene kadar çok ciddi testlerden geçmiş olması belki ilk saydığımızdan daha büyük bir etkendi. Nadia Petrova'yı yendiği, Maria Kirilenko'ya karşı en uzun tie-break'i oynayarak kazandığı mücadeleler aslında ona böylesine büyük bir final öncesinde büyük bir öz güven aşıladı.

 Tenisin %80'i zihinsel, gerisi matematiktir der birçok tenis antrenörü. Öz güveninin yüksek olması, Stosur'un finalde en iyi tenislerinden birini oynamasını sağladı. Serena gibi vuruşları erkek gücünde olan bir rakete karşı maçın hiçbir bölümünde altta kalmadı Avustralyalı. Bunu da oyununu çeşitlendirerek başardı. Defanstan hücuma geçişleri harikulade yaptı ve tertemiz winnerlar üretti. Rakibinin maçın sonuna doğru yaptığı çirkinlik bile 6-2, 6-3'lük net skoru engelleyemedi.

 Stosur, böylelikle Avustralya gibi Grand Slam ev sahibi olan bir ülkenin kadınlardaki 31 yıllık hasretine de son verdi. Öte yandan 2011 sezonu, kadın tenisini üç yeni Grand Slam şampiyonuyla tanıştırmış oldu.