21 Mart 2023

Teniste Ücret Eşitliği Nasıl Sağlanır?

 Günümüzde kadın ve erkek tenisçiler, yalnızca eş zamanlı olarak mücadele ettikleri dört Grand Slam ve birkaç yüksek profilli turnuvada eşit ücretlendirmeye tabi tutuluyor. Bunların dışında kalan organizasyonlarda ise erkek tenisçiler kadın meslektaşlarından daha çok para kazanıyor. Financial Times gazetesinin geçtiğimiz yılki araştırmasına göre Grand Slam'ler hariç tutulduğunda erkeklerin toplam kazancı kadınlarınkinin %75 fazlası.

 Kanadalı tenisçi Denis Shapovalov, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için kaleme aldığı özel yazıda yukarıda detaylandırdığımız duruma dikkat çekerken kadın ve erkek tenisçilere verilen para ödüllerinin tamamen eşitlenmesi gerektiğini savundu. Kuşkusuz bu, son derece insani bir talep. Ne var ki tenisteki cinsiyete dayalı ücret farkını ortadan kaldırmak sadece bu sporu yönetenlerin inisiyatifinde olan bir şey değil.

 Erkekler tenisinin yönetim organı olan ATP ile kadınlardaki muadili WTA birbirinden bağımsız iki ticari kuruluş. Erkek tenisçilerin daha çok para kazanması da bu iki kurumdan ATP'nin WTA'ya oranla daha fazla sponsorluk ve yayın geliri elde etmesinin bir sonucu. Söz gelimi, erkek turnuvaları kadın turnuvalarından daha çok rağbet görüyor ve hâliyle daha pahalıya satılıyor. Bu durumun ortaya çıkardığı eşitsizliği önlemek adına önerilen çözümlerden biri ise ATP ile WTA'nın tek bir çatı altında birleştirilmesi. Ancak pandemi sırasında Roger Federer'in öncülüğünü üstlendiği bu fikre erkek tenisçilerin sıcak bakması pek mümkün görünmüyor. Çünkü böylesi bir ortaklığın sonucunda kaçınılmaz olarak uygulanacak bir eşit para ödülü politikası kendi kazançlarının düşmesi anlamına gelecek.

 Sonuç olarak serbest piyasa düzeni içerisinde kadın tenisçilerin erkeklerle eşit kazanca erişebilmelerinin tek yolu ortaya çıkardıkları ürünün şimdikinden daha fazla talep görmesinden geçiyor.

15 Mart 2023

Medvedev'in Haklı İsyanı

 Daniil Medvedev, bu seneki Indian Wells'te kortların aşırı yavaş olmasından şikayet etti. Zeminin hız anlamında topraktan farksız olduğunu söyleyen Rus tenisçi, dün Alexander Zverev ile karşılaştığı maç sırasında da "Böyle bir kortta oynamak bu spor için rezalet." ifadelerini kullandı. 

 Medvedev'in haklı olarak isyan ettiği durum, yalnızca Indian Wells ile sınırlı değil. Bugün ATP Turu'ndaki pek çok sert kort turnuvasının zemini, ya toprak yavaşlığında ya da ondan biraz daha hızlı. Dubai, Basel, Şanghay gibi hakiki sert kortlara sahip turnuvaların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.

 Kortların bilinçli bir politika doğrultusunda yavaşlatılmasının miladı 2001 Wimbledon'a dayanıyor. Turnuvayı düzenleyen All England Lawn Tenis Kulübü'nün yöneticileri, o sene Goran Ivanisevic ile Patrick Rafter arasında oynanan finalin ardından ace ve servis-vole düellosuna dönüşen maçların tenise olan ilgiyi azaltacağını düşünerek çimin hızını düşürmeye karar verdi. Ertesi yıl yavaşlatılmış zeminde oynanan turnuvanın finalinde ise bu defa iki kontratak oyuncusu vardı: Lleyton Hewitt ve David Nalbandian. Böylece 24 sene sonra ilk kez bir Wimbledon finalinde servis-voleci olmayan iki raket kozlarını paylaşıyordu. 

 Bugünün tenis seyircisi, korttaki mücadelenin kalitesini rallilerin uzunluğuna bakarak ölçüyor. Organizatörler de beceri ve yetenek yerine topun gidip gelmesinin yarattığı heyecandan keyif alan yığınları tatmin etme yolunu seçerek kârını maksimize ediyor. Bu hikayede yanansa pozitif tenis oynamaya çalışanlar oluyor.

 Tenisin geri çizgiye duvar örenleri değil, puan esnasında inisiyatif alan ve winner üreten oyuncuları teşvik etmesi gerekir. Gerçek seyir zevki ancak bu şekilde sağlanır. Öte yandan sert kortların hızını toprağınkiyle eşitlediğinizde teniste zemin kavramı anlamını yitirmektedir. Turda zaten yeterince toprak kort turnuvası mevcut. Bırakın da sert kortlar, olması gerektiği gibi hızlı olsun.