5 Ocak 2025

Hıncal Uluç'un Evlere Şenlik Tenis Yorumları

 Hıncal Uluç dendiğinde akla ilk olarak Defne Joy Foster'ın ölümü üzerine kaleme aldığı insanlık dışı yazı geliyor. Ancak kendisinin tek günahı bu değildi. Acımasız bir medya baronu olarak gazetedeki köşesini operasyonel faaliyetler için kullanmaktan ve sevmediği kişileri hedef göstermekten asla çekinmezdi. Hâliyle kendisini kötü bilirdim. 

 Uluç spor yorumculuğunda ise bir internet trolünden halliceydi. Kıraathane üslubuyla yaptığı yorumlar son derece düzeysiz, yüzeysel, hamasi ve popülistti. Saplantı derecesinde bağlı olduğu bazı fikirleri vardı ve bunları sürekli tekrar ederdi. Nitekim kendisinin tenisle ilgili hemen her yazısının da aynı cümleler etrafında şekillendiğini görüyoruz. Bunları şu şekilde özetleyebiliriz:

 Günümüz tenisçileri korkak. Hiçbiri fileye çıkmıyor. Geri çizgiden topa vurmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Bu yüzden uzun ve sıkıcı ralliler seyrediyoruz. Bu rallileri öven spikerler tenisi bilmiyor. Kazananlar winner vurarak değil, rakiplerinin basit hatalarıyla kazanıyor. Tenis bitmiş, tenis seyircisi de yozlaşmış. Eskiden basit hatayla alınan puanlar alkışlanmazdı, şimdiyse çılgınca alkışlanıyor.

 Uluç, özetlemeye çalıştığımız görüşlerinden de anlaşılacağı üzere kafa olarak 2000'li yılların öncesinde kalmış tipik bir servis-vole hayranıydı. Bunda herhangi bir beis yok. Bilakis ben de servis-volecileri izlemeyi çok severim. Üstelik servis-volenin günümüz tenisinde daha sık kullanılması gerektiğini savunurum. Buna karşın bütün geri çizgi tenisçilerini defansif veya korkak olarak nitelemek akılalmaz bir cehalet örneği. Keşke birileri hücum tenisinin geri çizgiden de oynanabildiğini rahmetliye söyleseydi.

 Peki Uluç'un bütün görüşleri mi hatalı? Elbette hayır. Örneğin tenis seyircisinin yozlaştığına yönelik değerlendirmesi su götürmez bir gerçek. Öte yandan kendisinin uzun süren puanlar konusunda da ciddi bir haklılık payı bulunuyor. Bu tip puanlar, genellikle iki oyuncunun da riskli vuruşlardan kaçınmasının bir sonucudur ve kalitesiz tenise işaret eder. Ne var ki modern tenis, oyunun kalitesini puanların uzunluğuna endeksleyen büyük bir kitle yarattı. 

 Son tahlilde Uluç, tenis yorumlarken de bozuk saat gibiydi ve ara sıra doğruyu gösterirdi. O yüzden Roger Federer'i "koyunun olmadığı yerdeki Abdurrahman Çelebi"ye benzetmesi gibi bilumum saçmalıklarına gülüp geçmek gerekir. 

Hiç yorum yok: