18 Şubat 2025

Jannik Sinner Vakasının Son Tahlili

  Uluslararası Tenis Dürüstlük Ajansı ITIA, geçtiğimiz yıl idrarında yasaklı maddeye rastlanan Jannik Sinner'i herhangi bir men cezasına çarptırmamıştı. Dünya Antidoping Ajansı WADA ise bu karara Spor Tahkim Mahkemesi CAS nezdinde itirazda bulunmuş ve İtalyan tenisçi için bir ile iki yıl arasında bir ceza talep etmişti. Ancak kurum, geçtiğimiz günlerde Sinner ile uzlaşmaya vardığını ve CAS'taki davayı geri çektiğini duyurdu. Varılan uzlaşmaya göre Sinner üç ay kortlardan uzak kalacak. Cezası 4 Mayıs 2025 tarihinde bitecek olan dünya 1 numarası böylece hiçbir Grand Slam'i kaçırmayacak.

 Sinner'in performans arttırma teşebbüsünde bulunmadığı en başından beri ortadaydı. Zaten bir gramın milyarda birinden bile daha düşük bir madde miktarıyla doping yapılacağını düşünmek abesle iştigal olur. Belli ki söz konusu madde, kendisinin de söylediği gibi fizyoterapistinin yaptığı masaj neticesinde vücuduna girmiş. Nitekim WADA da resmi internet sitesinden yaptığı açıklamada Sinner'in masumiyetini kabul etti. Bununla birlikte İtalyan tenisçiye ekibindeki kişilerden sorumlu olduğu için cüzi bir ceza verildi.

 WADA, Sinner hakkındaki davayı CAS'a taşırken ciddi bir hata yaptı. Zira yasaklı maddeyi bulaşı yoluyla vücuduna almış bir sporcu için bir ile iki yıl arasında bir ceza talep etmek hiç akıl işi değildi. Bu talep, muhtemelen tenis kamuoyundan gelen baskıların ürünüydü ve çok büyük bir ihtimalle CAS tarafından reddedilecekti. WADA da bunun farkına varmış olmalı ki oyuncuyla uzlaşma yolunu seçti.

 CAS, Sinner ve WADA arasındaki dava için Nisan ayına duruşma vermişti. Taraflar uzlaşmamış olsaydı dava, uzun bir müddet daha sürecek ve Sinner'in başını ağrıtmaya devam edecekti. Hâl böyleyken üç aylık cezaya razı gelmek, İtalyan tenisçi açısından da gayet mantıklı bir karar.

 Sinner vakasıyla ilgili bugüne dek pek çok temelsiz yorum ve komplo teorisi okuduk. Sıradan insanların bu tip değerlendirmeler yapmaları normal. Ancak basın mensuplarının bilgi sahibi olmadıkları bir konuda fikir üretmeleri asla kabul edilebilir bir durum değil. Şayet mesleğiniz gazetecilikse olayları etkileşim şehvetine kapılmadan soğukkanlı bir şekilde ele almalısınız.

3 Şubat 2025

Break Point Neden Başarısız Oldu?

 Netflix, 2022 yılının başında tenisle ilgili bir belgesel projesine başladığını duyurdu. ATP, WTA ve dört Grand Slam turnuvasının iş birliğiyle hayata geçirilen projede yine bir Netflix yapımı olan ve izleyicilerden büyük ilgi gören Formula 1: Drive to Survive'ın prodüktörleriyle çalışıldı. Söz konusu yapımın tenis versiyonu olarak tasarlanan belgesel, tenisçilerin kort dışındaki hayatlarını konu alıyordu. Belgeselin küresel çapta tenise olan ilgiyi artırması umuluyordu.

 Merakla beklenen belgesel, 13 Ocak 2023'te Break Point adıyla vizyona girdi. Break Point'in ilk sezonu beşer bölümlük iki parça hâlinde yayımlanırken ikinci ve son sezonu ise altı bölüm sürdü. 

 Dizi ve filmlerle aram pek yoktur. Bu yüzden Netflix'e de abone değilim. Ancak Break Point'i tenisle ilgili bir iş olduğu için merak edip izlemiştim. Henüz ikinci bölümünü bitiremeden kapattığım bu yapım, bana son derece sıkıcı ve magazinel gelmişti. Tenisi yakından takip edenlerin Break Point'ten öğrenebilecekleri hiçbir şey yoktu. Zaten belgesel de sıkı tenis takipçilerinden ziyade bu spora uzak olan insanları hedefliyordu. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve Break Point'in yayınına 2024 yılında reytinglerinin düşük olması sebebiyle son verildi.

 Break Point'i çekenler, bana göre en büyük hatayı yola çıkarken yaptılar. Söz gelimi Formula 1 belgeselinde kullandıkları konseptin teniste de tutacağını düşünmeleri çok büyük bir yanılgıydı. Çünkü bu iki sporun dinamikleri birbirinden çok farklı. 

 Formula 1, pistteki yarışın haricinde de çok fazla bileşeni olan sahip bir spor dalı. Takımlar arası ve takım içi çekişmeler, yarış esnasındaki diyaloglar, transferler ve polemikler size bu spora dair bolca hikaye sunabiliyor. Oysa tenis için aynı şeyi söylemek değil. Korttaki mücadelenin dışına çıktığınızda tenisi doğrudan ilgilendiren pek bir şey bulamazsınız. Nitekim Break Point'in benim izlediğim bölümlerinde de Nick Kyrgios ve Matteo Berrettini'nin kız arkadaşlarıyla olan münasebetleri anlatılıyordu.

 Her şeye rağmen 2022 ve 2023 tenis sezonları Break Point'e kullanışlı malzemeler sunmuştu. Novak Djokovic'in Avustralya'dan sınır dışı edilmesi, Ashleigh Barty, Serena Williams ve Roger Federer'in emeklilikleri, Simona Halep'in doping vakası, Alexander Zverev'in Roland Garros'taki trajik sakatlığı ve hakkında çıkan şiddet iddiaları gibi konular belgeselde pekala işlenebilirdi. Ne var ki Break Point, bu fırsatları değerlendiremedi ya da değerlendirmek istemedi. Belgeselin bir diğer önemli handikapı da Federer, Nadal, Djokovic ve Serena gibi efsanevi isimlere hiç rol vermemesiydi.

 Break Point'in başarısızlığı, tenisin sahne arkası tarzındaki belgeseller için uygun bir spor dalı olmadığını gösterdi. Hâl böyleyken ileride çekilecek tenis belgeselleri daha tematik yapımlar olmalı. Örneğin Monica Seles'in bıçaklanması veya 1999 Roland Garros tek kadınlar finali gibi tenisin geçmişinde yaşanan önemli olayları aydınlatan içerikler her kesimden seyircinin ilgisini çekecektir.