Yakın zamana kadar erkek tenisinde yeteneğe ihanet dendiğinde akla gelen ilk isim Ernests Gulbis'ti. Şimdilerdeyse onun yerini Rober Hatemo'yu andıran kılığıyla kortlarda arzıendam eden Nick Kyrgios almışa benziyor. Bu başıbozuk adam, başta Rod Laver ve Margaret Court olmak üzere dünya tenisine pek çok efsane kazandırmış Avustralya'nın bu spordaki yüz karası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Kahramanımızın Stan Wawrinka'yla oynadığı bir maç sırasında rakibinin kız arkadaşı Donna Vekic hakkında bel altı söylemde bulunmasının sadece bir buçuk yıl geçti. Ne var ki tenis kamuoyu, böylesine büyük bir skandalı bile çoktan unuttu. Bu da yetmezmiş gibi Kyrgios'a sebep olduğu her rezilliğin ardından sahip çıktı. Avustralyalıyı hasbelkader sert eleştiren birkaç kişi ise kendisinin terbiye dışı üslubundan nasibini aldı.
Kyrgios'u asacak hâlimiz yok. Fakat birilerinin artık kendisine dur demesi gerekiyor. Henüz birkaç ay evvel Şanghay Masters'ta çıktığı bir maçta bilerek kötü oynadığı için tenisten men edilen bu arıza çocuk, hatasından ders almamış olacak ki bugün de Andreas Seppi önünde son üç sette aynı lakaytlıkları sergiledi. Setlerde 2-0 öne geçtiği mücadeleyi maç puanı kaçırarak kaybetmesi de ilahi adaletin tecellisi oldu.
Son olarak Avustralya Açık seyircisinin de çirkinlikte Kyrgios'tan geri kalmadığını söylemek lazım. Bugün hayatımda ilk defa bir tenisçinin filenin bandından seken topla puan aldığı için yuhalandığını gördüm. Bir zamanlar yalnızca Fransa Açık tribünleriyle sınırlı olan bu taşkınlıkların sonunun nereye varacağını çok merak ediyorum. Dünya tenisinin gidişatı hiç hayra alamet değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder