12 Haziran 2020

Tok Açın Hâlinden Anlar Mı?


 Koronavirüs dünyayı tehdit etmeye devam ederken birbirinin peşi sıra başlatılan normalleşme uygulamaları, kapitalizmin en meşhur çelişkilerinden birini bir kez daha gün yüzüne çıkardı. İnsanlar ölüm riskinin sürdüğü bir dönemde bir nevi hayatları pahasına işlerine giderken bu vaziyetin ortaya çıkardığı para-sağlık ikilemi şu sıralar tenis aleminin de en çok kafa yorduğu konu.

 Pandemi öncesinde 24 Ağustos'tan itibaren oynatılması planlanan Amerika Açık'ın bu sene düzenlenip düzenlenmeyeceği hâlâ belirsizliğini koruyor. Rafael Nadal ve Novak Djokovic ise geçtiğimiz günlerde verdikleri röportajlarda turnuvanın oynanmasına yönelik çekincelerini bildiren açıklamalarda bulundular. Nadal, sıhhi endişeleri haklı olarak ön plana çıkarıp "Bugün bana Amerika Açık'a gelir misin diye sorsalar hayır derdim. Çünkü turnuva için ideal bir ortam yok." ifadelerini kullandı. Djokovic'in turnuva yönetiminin almayı planladığı önlemlere burun kıvırması ise bazı çevrelerin tepkisini çekti.

 Söz konusu tedbirleri "aşırı" olarak nitelendiren Sırp tenisçi, "Manhattan'a giremeyeceğiz. Havaalanındaki otellerde kalacağız. Aynı şekilde yanımızda sadece bir kişi götürebileceğiz ki böyle bir şeyin mümkünatı yok. Bir tenisçi; koçuna, fitness antrenörüne ve fizyoterapistine ihtiyaç duyar." şeklinde konuştu. Novak'ın bu beyanatı fazlasıyla konformist bulunmuş olacak ki kendisine yönelik eleştiriler hiç gecikmedi.

 Geçim kaynağı yalnızca turnuva gelirleri olan, bu sebeple de üç aydır para kazanamayan ve bir an evvel evlerine ekmek götürmenin derdinde olan tenisçilerden Danielle Collins, sosyal medya hesabından Djokovic'e şu sözlerle çıkıştı:

 "Amerika Açık, yeniden para kazanmamız için devasa bir fırsat ama gelin görün ki yakın çevresini turnuvaya getiremeyeceği için çok zorlanacağını söyleyen bir dünya 1 numarasıyla karşı karşıyayız. Kariyeri boyunca 150 milyon euro kazanmış biri için 'Parayı n'apacaksınız? Oynamayı reddedin.' demek kolay. Ama turnuvalara zaten tek başına giden benim gibi pek çok oyuncunun çalışmaya ihtiyacı var."

 Bir tarafta mahvolan hane ekonomileri, diğer yanda ise insan hayatını tehdit eden bir salgın hastalık... İnsanlık, böylesine dar bir kıskacın içinde sıkışıp kalmışken tenis de kendisi için bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Zira küresel kapitalist düzende ne yârdan vazgeçilebiliyor ne de serden.

Hiç yorum yok: