11 Nisan 2022

Cinsiyetçi Bir Şov: Battle of the Sexes

 Teniste kadınların eşit para ödülü için verdiği mücadele konuşulurken mutlaka bahsi geçen bir olay var. O da 20 Eylül 1973'te Houston Astrodome'da Billie Jean King ile Bobby Riggs'i karşı karşıya getiren ve tarihe Battle of the Sexes, yani Cinsiyetler Savaşı olarak geçen maç. 

 Her şeyden evvel belirtmek gerekir ki yakın zamanda filmi de çekilen Battle of the Sexes bir gösteri maçından daha fazlası değildir. Zaten işin çıkış noktasında tüm hayatını azılı bir kumarbaz olarak geçiren Riggs'in hem para kazanmak hem de ilgi çekmek amacıyla dünyanın o dönemki en iyi kadın tenisçilerine meydan okuması vardır. Kahramanımız, King ile olan düellosundan önce de basına verdiği demeçlerde kendisine biçtiği şovenist-cinsiyetçi rolün hakkını iğrençlik derecesindeki eril söylemleriyle sonuna kadar vermiştir. 

 Bu noktada tenisteki kadın hareketinin öncüsü olan King'in neden böyle bir sirk gösterisinin parçası olduğu haklı bir sorudur. Gayriciddi de olsa kadınların yatak odası ve mutfağa ait olduğunu söyleyen, karşılaşma öncesindeki seremonide de kendisine hakaret ederek lolipop uzatan biriyle aynı kortu paylaşmak bir kadın hakları aktivistine yakışmayacak bayağılıktadır. 

 Bir diğer tartışma ise King'in 6-4, 6-3 ve 6-3'lük setlerle elde ettiği galibiyetin şaibeli olup olmadığıdır. Zira maçtan yıllar sonra ESPN kanalına konuşan bazı tanıklar, Riggs'in tefecilere olan borcunu ödemek için kendi yenilgisine bahis oynadığını söylemişlerdir. Riggs'in anormal basit hataları ve beş set üzerinden oynanan bir maçta tek set dahi alamamış olması, bu randevudan henüz dört ay evvel dünya 1 numarası Margaret Court'u 6-2, 6-1'le yenmiş olduğu gerçeğiyle birlikte düşünüldüğünde şike iddialarına büyük bir haklılık zemini kazandırmaktadır. Öte yandan 29 yaşındaki King'in 55 yaşındaki Riggs'i yenmesi, aradaki büyük yaş farkından ötürü kadın ve erkek tenisçiler arasındaki güç dengesi hakkında bize hiçbir şey söylememektedir.

 Sonuç olarak Battle of the Sexes, ciddi bir rekabet içermediği için kadınların spor alanında erkeklere üstünlük kurduğu bir maç olarak görülemez. Amerikan şov kültürünün bir ürünü olan bu kült maç, ulaştığı 90 milyonluk izleyici kitlesiyle devasa bir tenis gösterisidir ve bu kapsamda değerlendirilmelidir. 

Hiç yorum yok: