Sovyetlerin tamamı ile devlet tarafından kontrol edilen spor sistemi tenisteki ilk meyvelerini 1970'li yıllarda verdi. Gürcü Alex Metreveli ve Rus Olga Morozova Grand Slam finali oynayan ilk Sovyet tenisçiler oldular. Aynı başarı 80'lerde bir başka Rus tenisçi Natasha Zvereva tarafından tekrarlandı. Sovyetler Birliği'nin lokomotif unsuru olan Rusya'nın tenisteki asıl büyük başarıları ise birliğin dağılmasından sonra geldi. Bunda en büyük paylardan biri de Boris Yeltsin'e aitti.
Rusya Federasyonu'nun ilk devlet başkanı olan Yeltsin, Sovyetlerin dağılmasına giden süreçteki baş aktörlerden biriydi. Alkol bağımlılığından ötürü "sarhoş çar" lakabıyla anılan Yeltsin'in hayattaki en büyük zevklerinden biri de tenisti. Üstelik sarhoş çarımızın tenise ilgisi amatör bir oyuncu olmanın çok ötesindeydi. Kendisi, dünya tenisini yakından takip ediyor, turnuvaları yerinde seyrediyor, hatta Rus tenisçilere tavsiyelerde bulunuyordu. Yeltsin'in tutkusu, Rusya'da tenise çok büyük bir popülarite ve ciddi yatırımlar kazandırdı.
Yeltsin döneminde Rusya, tarihinin ilk Grand Slam şampiyonluğuna kavuştu. 1996'da Roland Garros'u, 1999'da da Avustralya Açık'ı kazanan Yevgeny Kafelnikov dünya sıralamasında zirveye çıkan ilk Rus tenisçi oldu. Onu 2000 Amerika Açık ve 2005 Avustralya Açık'taki zaferleriyle Marat Safin takip etti. Tüm bunlara rağmen kortlardaki Rus fırtınası, kadınlar tarafında daha şiddetli esiyordu.
2004 yılında oynanan dört Grand Slam'in üçü Rus kadın tenisçilerın şampiyonluğuyla sonuçlandı. O sene Roland Garros'u Anastasia Myskina, Wimbledon'ı Maria Sharapova, Amerika Açık'ı da Svetlana Kuznetsova kazandı. Fed Kupası'nı 2004'den 2009'a kadarki beş yıllık sürede dört kez müzesine götüren Ruslar 2008 Pekin Olimpiyatı'nda da madalyalara ambargo koydu. Altın, gümüş ve bronz madalyanın sahipleri sırasıyla Elena Dementieva, Dinara Safina ve Vera Zvonareva oldu.
Ruslar, 90'lardan bu yana damgalarını vurdukları tenis dünyasına büyük ikonlar armağan ettiler. Özellikle Sharapova ve Safin, doğal karizmaları sayesinde geniş kitleleri peşlerinden sürükledi. Bu isimler kadar parlak bir kariyere sahip olmayan Anna Kournikova ise bir zamanların en büyük seks sembollerinden biriydi.
Bugün Rus tenisinin bayraktarlığını Daniil Medvedev ve Mirra Andreeva üstleniyor. Medvedev, Grand Slam şampiyonu ve dünya 1 numarası apoletlerini çok önceden takmış bir oyuncu. Henüz 18 yaşındaki Andreeva da aynı başarılara ulaşacağına dair ciddi sinyaller veriyor.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder