Geçtiğimiz yıl Türkiye Tenis Federasyonu'nun yeni başkanı olduğunda Şafak Müderrisgil ile ilgili genel bir değerlendirme yapmıştım. Kendisinin federasyon başkanlığına tenise hizmet etmek için gelmediğini, siyasi iktidarın güdümünde kalacağını ve dolayısıyla Türk tenisinin hiçbir yapısal sorununu çözemeyeceğini söylemiştim. Nitekim aradan geçen zaman, öngörülerimin tamamını haklı çıkardı.
Şafak Hanım'ın bir yıllık görev süresindeki icraatı, saray rejiminin kendisine tanıdığı sınırlı alanda attığı bazı müspet adımlardan ibaret. Bunların haricinde yaptığı bir iş var ki günümüz Türkiye'sinin düzenini çok iyi yansıtıyor.
Mevcut TTF yönetimi, ülkemizde düzenlenen astronomik sayıdaki tenis turnuvasına yakın zamanda bir de Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı ekledi. İsminden de anlaşılacağı üzere bizzat Cumhurbaşkanlığı tarafından himaye edilen bu turnuva geride bıraktığımız ekim ayında ilk kez düzenlendi.
Cumhurbaşkanlığı Kupası'nın hangi maksatla icat edildiği çok açık. Kişisel ikbal peşinde koşan Şafak Hanım, bu hamlesiyle kendisini TTF'ye başkan seçtiren iradeye bağlılığını bildirmiş oldu. Keşke elini korkak alıştırmasaydı da turnuvanın ismini Recep Tayyip Erdoğan Kupası koysaydı.
TTF'nin bir önceki başkanı olan Cengiz Durmuş'un görevi bırakma nedeni siyasi iktidar tarafından üstünün çizilmesiydi. Eminim ki kendisi, Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı duyunca "Bunu nasıl akıl edemedim?" diye hayıflanmıştır.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder