19 Mayıs 2015

Groeneveld Sharapova'ya Nihayet Dokundu


 Sven Groeneveld'in Maria Sharapova'nın antrenörü olması, bir Sharapova hayranı olarak beni çok memnun etmişti. Çünkü Groeneveld, WTA Turu'ndaki hemen her oyuncunun ekibinde görmek için can attığı çok değerli bir isimdi. Buna karşın bireysel koçluk yapmaya yanaşmayan ve markaların oyuncu geliştirme ekiplerinde çalışan Hollandalının Sharapova'dan gelen teklif üzerine karar değiştirmesi ise Rus yıldızın ne kadar büyük bir marka olduğunu gösteriyordu.

 Masha'nın deneyimli çalıştırıcıyı ekibine kattıktan sonra vuruşlarını çeşitlendirebileceğini ve daha yüksek seviyede bir tenis oynayabileceğini düşünüyordum. Fakat aradan belli bir müddet geçtikten sonra Maria'nın oyun olarak yerinde saydığını görünce bu konudaki ümidimi de yitirmiştim işin doğrusu. Ne var ki Rus raket, geçen hafta şampiyonluğa ulaştığı Roma Açık'ta öyle usta işi kısa toplar attı ki sanırım ben de dahil izleyen herkesin ağzı açık kalmıştır.

 Kısa top ya da "drop shot" üst düzey teknik beceri gerektiren bir vuruştur. Bu vuruşu başarılı bir şekilde uygulayabilmek için evvela çok hassas ellere sahip olmalısınız. Zira topu hem kortun karşısına geçirmek hem de fileye mümkün olan en yakın yere indirmek zorundasınız. Bununla birlikte vuruşu son ana kadar gizlemek ve en doğru pozisyonda uygulamak gerekiyor ki rakibinizin topa yetişme şansı azalsın. Tüm bunları Sharapova gibi teknik kapasitesi son derece kısıtlı bir oyuncuya yaptırabilmekse gerçek bir antrenörlük başarısıdır. 

 Bu vesileyle Groeneveld'in tenis dünyası için neden bu kadar değerli bir isim olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Öte yandan Hollandalı çalıştırıcı, Rus tenisçinin bir önceki antrenörü olan Tomas Hogstedt ile arasındaki farkı da ortaya koydu.

 Roger Federer gibi mükemmel bir fundamentale sahip, istisnasız her vuruşu kusursuz bir şekilde uygulayabilen bir oyuncuyla çalışıyorsanız ona öğretebileceğiniz pek bir şey yoktur. Ancak koçluğunu yaptığınız isim Sharapova gibi bir oyuncuysa antrenörlük başarınız onun oyununa ne kattığınızla ölçülür. İşte bana göre Groeneveld'i Hogstedt'ten daha başarılı kılan unsur tam olarak budur.

Hiç yorum yok: