Blogdaki son yazımda Next Generation Finalleri'ndeki yeniliklere yönelik eleştirilerimi sıralamıştım. Doğrusunu isterseniz o yazıya ilave edeceğim bir şey yok. Fakat Eurosport spikeri Emre Yazıcıol'un aşağıda alıntıladığım tweet'ini okuduktan sonra bazı şeyleri yeniden anlatma ihtiyacı hissettim.
ATP NextGen’de denenen bu yeni kurallara çok olumlu bakıyorum. 1800’lerin sonundaki kurallarla şu çağda devam etmek hiçbir sporu ileri taşımaz. Bu köklü değişiklikleri yapamayan sporlar 15-20 yıla tamamen marjinalize olacak. pic.twitter.com/AumcIO0o4s
— Emre Yazıcıol (@emreyaziciol) November 9, 2017
Yazıcıol, Next Generation Finalleri'nde denenen yeni kuralları savunurken "1800'lerin sonundaki kurallarla şu çağda devam etmek hiçbir sporu ileri taşımaz." diyerek neoliberal bir jargon kullanıyor. Kendisine gelen itirazlara verdiği yanıtlarda ise tenise kimliğini veren tüm kuralların geçerliliğini yitirdiğini iddia ediyor. Ne var ki Yazıcıol'un desteklediği yenilikler, tenisin çağa ayak uydurmasını sağlamıyor, bilakis içini boşaltıyor. Fileye çarpıp içeri düşen servisin nizami sayıldığı, berabereden sonraki puanı alanın oyunu kazandığı ve setlerin altı yerine dört oyun üzerinden oynandığı bir aktiviteye tenis demenin imkanı yok.
Bildiğiniz üzere tenisçiler puan esnasında fileye çarpıp içeri düşen vuruşlarından ötürü rakiplerinden özür dilerler. Çünkü fileyle temas, topu karşılamaya çalışan oyuncuyu yanıltır. Aynı duruma bir de servislerde imkan tanırsanız şans faktörünün sonuca olan etkisini artırmış olursunuz. Bunu dört oyunluk setler ve karar puanı ile desteklediğiniz vakit yetenek ve çalışmadan bağımsız bir şekilde herkesin herkesi yenebileceği bir oyun yaratırsınız. O vakit tenis, spor olmaktan çıkar, bir çeşit kumara dönüşür. Nitekim Next Generation Finalleri'nde oynayan ve söz konusu kuralları bizzat deneyimleyen Andrey Rublev de aynı şeyleri söylüyor:
"Eğer getirilecek yeni kural, oyunun kendisini değiştirmeyecekse bunda bir sorun yok. Fakat dört oyun ve karar puanı uygulamasıyla tenisi de değiştirmiş oluyorsunuz. Bu kurallarla herkes herkesi yenebilir ama bu, kesinlikle adil değil. Bana göre kazanan kişi, herkesten daha çok çalışan kimse o olmalı."
Demem o ki Yazıcıol, yıllardır tenis anlatıyor olmasına karşın bu sporun amentüsünü kavrayamamış görünüyor. Kendisinin ilerici olarak nitelendirdiği uygulamalar tenisin varlığını tehdit ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder