Eğer bugün Türkiye'de tenise dair bazı kırıntılar varsa bunda en büyük paylardan biri bilge üslubuyla anlattığı yüzlerce tenis maçından ötürü Fahri İkiler'e aittir. Böylesine kıymetli birinin aramızdan ayrılması elbette çok üzücü. Fakat beni asıl üzen şey, bu memlekette Fahri Abi gibi insanların yaşarken hak ettiği değeri görememesi.
Fahri Abi'nin Türk insanına tenisi sevdirdiği zamanlar, TRT'nin kamu televizyonculuğu görevini layıkıyla yerine getirdiği yıllara denk gelir. O dönemde sadece tenis değil, buz pateninden triatlona kadar özel televizyonların reyting kaygısı nedeniyle yayımlamaktan imtina ettiği her spor dalı halkın vergileriyle finanse edilen TRT'den ekrana gelirdi. Ne var ki AKP iktidarıyla yeniden yükselen neoliberal dalga Türkiye'yi hızla dönüştürürken TRT de bundan nasibini aldı. Kurum, iktidar yandaşlarını istihdam edebilmek adına pek çok meslektaşını tasfiye ederken Fahri Abi de emekliye ayrıldı. Onun sessizce köşesine çekildiği 2011 yılından bu yana TRT'den hiçbir Grand Slam turnuvası yayımlanmadı.
Artık TRT'yi açtığımızda Fahri Abi'nin anlattığı tenis maçlarını değil, "düzen" adamlarının kıraathane sohbeti tadındaki futbol programlarını seyrediyoruz. Kanal, yayın haklarını son anda almaya razı olmasa Rio 2016 Olimpiyat Oyunları'nı bile yayımlamayacaktı.
Fahri Abi'nin Türk insanına tenisi sevdirdiği zamanlar, TRT'nin kamu televizyonculuğu görevini layıkıyla yerine getirdiği yıllara denk gelir. O dönemde sadece tenis değil, buz pateninden triatlona kadar özel televizyonların reyting kaygısı nedeniyle yayımlamaktan imtina ettiği her spor dalı halkın vergileriyle finanse edilen TRT'den ekrana gelirdi. Ne var ki AKP iktidarıyla yeniden yükselen neoliberal dalga Türkiye'yi hızla dönüştürürken TRT de bundan nasibini aldı. Kurum, iktidar yandaşlarını istihdam edebilmek adına pek çok meslektaşını tasfiye ederken Fahri Abi de emekliye ayrıldı. Onun sessizce köşesine çekildiği 2011 yılından bu yana TRT'den hiçbir Grand Slam turnuvası yayımlanmadı.
Artık TRT'yi açtığımızda Fahri Abi'nin anlattığı tenis maçlarını değil, "düzen" adamlarının kıraathane sohbeti tadındaki futbol programlarını seyrediyoruz. Kanal, yayın haklarını son anda almaya razı olmasa Rio 2016 Olimpiyat Oyunları'nı bile yayımlamayacaktı.
İşin TRT kısmı yukarıda anlattığımız gibi. Peki Fahri Abi gibi bir duayenin birikimlerinden yararlanmayı bir an olsun bile aklından geçirmeyen tenis federasyonumuza ne diyeceğiz? Sahi bugün Türk tenisinde çeşmenin başını tutanlar, yıllar yılı başta Grand Slam'ler olmak üzere pek çok turnuvayı yerinde görmüş ve anlatmış Fahri Abi'deki birikimin yüzde birine sahip midir?
Lügatında "Meyve veren ağaç taşlanır." gibi bir atasözünün bulunduğu bu ülkede belki birtakım kifayetsizler tarafından kıymeti bilinmemiş olabilir. Ancak bu durum, Fahri Abi'nin Türk tenisseverlerinin gönlündeki yerini değiştirmez.
Güle güle Fahri Abi... Huzur içinde uyu. Tenise olan tüm katkın için sana minnettarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder